Anadili Günü’nde Süryanice soru önergesi, dillerin korunması için kanun teklifi
Agos.com.tr- UNESCO tarafından 17 Kasım 1999’da ilan edilen Uluslararası Anadili Günü’nde HDP milletvekili Tuma Çelik Süryanice soru önergesi, HDP milletvekili Garo Paylan tehlike altındaki dillerin korunması için kanun teklifi verdi. Dil Hakları İzleme Belgeleme ve Raporlama Ağı da bir basın toplantısıyla tüm anadillere sahip çıkılması için çağrıda bulundu.
HDP milletvekili
Tuma Çelik verdiği soru önergesinde “Süryanice, Türkiye’de halen sayısı
azımsanmayacak sayıda yurttaşın konuştuğu bir dildir. Süryanice gelişkin bir
edebiyata sahip, edebi ve kültürel bir mirasa da sahiptir. Süryanicenin
yaşatılması için şimdiye dek herhangi bir kamusal çalışma yapılmamıştır.
Kamusal destek sağlanmaması halinde Süryanice yok olma tehlikesiyle karşı
karşıyadır” dedi. Çelik “anadilinde eğitim, İnsan Hakları
Evrensel Bildirgesinde, Çocuk Hakları Sözleşmesinde, Uluslararası Medeni ve
Siyasi Haklar Paktında, UNECO Sözleşmesinde, Ulusal Azınlıkların Korunması
Hakkında Çerçeve Sözleşmede vurgulanan temel bir haktır” görüşlerine yer
verdi ve şöyle devam etti:
“1948 tarihli Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi’nin 26’ıncı maddesi,
devletlere, genel olarak teknik ve mesleki eğitim alabilme ve yükseköğrenim
imkânını yaratma sağlama yükümlülüğü getirir. Bildirgede eğitimin uluslar,
ırklar ve dinsel gruplar arasında anlayış, hoşgörü ve dostluğu geliştireceğine
ve barışın korunmasına katkıda bulunacağını ifade eder. Cumhuriyet tarihinde
Süryanice eğitim veren son iki okul Mardin ve Diyarbakır’da 1928 yılında
kapanmış ve 86 yıl boyunca Süryanice eğitim veren bir okulun açılmasına izin
verilmemiştir. Yıllar boyunca Süryanice üzerine, Süryani toplumunun kendi
çabaları dışında, hiçbir kurumsal çalışma yapılamamıştır”
Tuma Çelik konuya ilişkin Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un
yanıtlaması istemiyle Süryanice soru önergesi verdi. ve Süryanicenin yok
olmasına karşı alınması gereken kamusal tedbirlerin tespit edilmesi için
araştırma komisyonu kurulmasını talep etti.
Paylan’dan kanun teklifi
HDP milletvekili Garo Paylan da TBMM’ye “Tehlike Altındaki Dillerin
Korunması Amacıyla Bazı Kanunlarda ve Bir Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi” sundu. Paylan sunduğu teklifin
gerekçesinde “UNESCO Diller Atlasında, Türkiye’de üç dilin tamamen yok
olduğu, on beş dil için ise çeşitli seviyelerde yok olma tehlikesi bulunduğu
belirtilmektedir. Kapadokya Yunancası, Mlahso, Ubik dilleri kaybolmuş dil
durumundadır. UNESCO’ya göre, Türkiye coğrafyasında bulunan, Batı Ermenicesi,
Abhazca, Adigece, Kabar-Çerkes, Zazaca, Abazaca, Hemşince, Lazca, Pontus
Yunancası, Romanca, Suret, Gagavuzca, Ladino, Turoyo ve Hertevin dil/lehçeleri
ise yok olmak üzeredir.
Tarih içinde, bu topraklarda var olmuş kadim halklara ait dillerin, gelecek
nesillere aktarılamaması ve günden güne yok olması, çoğulculuğu ve kültürel
çeşitliliğin getirdiği zenginliği dışlayan hâkim bakış açısının bir
sonucudur.
Bu bağlamda, yalnızca bulunduğumuz coğrafya için değil bütün dünya halkları
için kültürel ve yaşamsal önem arz eden anadillerin korunması ve yaşatılması
adına sorumluluk alınmalı ve etkin politikalar yürütülmelidir. Türkiye Devleti,
bulunduğu topraklardaki çok kültürlülüğü ve çok dilliliği inkâr etmeyip,
bilakis birer değer olarak kabul edip yaşatmaya çalışarak, dünya mirasını
korumak adına önemli bir adım atmış olacaktır” görüşlerine yer
verdi.
Paylan’ın kanun teklifi şöyle:
“MADDE 1- Osmanlı İmparatorluğu döneminde resmi okullarda okutulan ve
kamusal alanda görünürlüğü olan, devletin resmi gazetesinin dahi yayınlandığı
Batı Ermenicesi, Rumca gibi bazı dillerde ülke tarihi ve kültürü bakımından
kaynak sayılabilecek birçok önemli eserin varlığını hesaba kattığımızda, bu
dilleri öğrenmenin ve bu diller üzerinde araştırma imkânlarının sağlanmasının
önemi bir kez daha açığa çıkmaktadır.
Dolayısıyla, bu dillerin yükseköğrenim kurumlarında öğretilmesi ayrı bir önem
arz etmektedir. Madde ile yok olma tehlikesi altında olan diller için
enstitüler kurulması, üniversitelerde bölümler açılması öngörülmektedir.
MADDE 2- Türkiye’de tehlike altındaki dillerde üretilmiş kültürel ve sanatsal
eserlerin tanıtılması ve Türkçeye tercüme edilerek yaygınlaştırılması, yok olma
tehlikesiyle karşı karşıya olan dillerin günümüze kazandırılması ve öğrenilerek
yaşatılmasının teşviki için önem taşımaktadır. Madde ile ilgili bakanlıkların
desteğiyle, yok olmakta olan dillerle ilgili bilimsel, kültürel ve sanatsal
projelere destek verilmesi amaçlanmaktadır.
MADDE 3- Yok olmakta olan dillerin yaşayan dillere dönüştürülmesi için, bu
dillerin öğrenilmesi ve gelecek nesillere aktarılması gerekmektedir.
Öğretmenler yetiştirilmesi ve atanması ise bunun gerçekleşebilmesinin temel
koşulu olmaktadır. Madde ile Milli Eğitim Bakanlığı’nın, yok olmakta olan
dillerle ilgili bilimsel, kültürel ve sanatsal faaliyetlerin yürütülebilmesi
için eğitimci yetiştirilmesini ve ilgili kurumlara atanmasını sağlamak yönünde
faaliyetler yürütmesi öngörülmektedir.”