İtalyan ‘La Verita’ dergisinde Ignacio Mangrano’nun “Dağlık Karabağ’da Seçimler, Bölgede Barış ve Güvenlik Garantisi” başlıklı makalesi yayınlandı.
Yazar makalesinde şunları belirtti: Dağlık Karabağ’daki (tarihi ve resmi adı Artsakh) cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinden bu yana bir aydan daha az bir süre geçti. Bu seçimler Dağlık Karabağ halkının demokrasi ve insan haklarının korunması ilkelerine dayalı bir devlet kurmak için seçtiği yolu bir kez daha gösterdi.
1991 yılında kendi kaderini tayin etme hakkının gerçekleşmesinden sonra, Artsakh’ta demokrasi ve insan haklarının geliştirilmesi açısından somut başarılar kaydedildi. Yıllar boyunca, demokratik iktidarın oluşumu ilkesi burada her zaman çalıştı. Aynısı Dağlık Karabağ komşusu Azerbaycan hakkında söylenemez.
Bu bağlamda, demokratik olan herhangi bir süreç bölgesel güvenlik ve barışa büyük katkı sağlamaktadır.
Dağlık Karabağ çatışmasının toprak iddiaları hakkında olmadığını, orada yaşayan insanlar için varoluş ve güvenliğin varlığıyla ilgili olduğunu vurgulamak önemlidir. Bu, Dağlık Karabağ’da yaşayan insanların güvenliğinin, demokratik olarak seçilmiş yetkililerle sağlanabilecek güvenliğin garantisi olan Dağlık Karabağ’ın statüsü sorunudur.
Dağlık Karabağ makamlarının temsilcileri, 1994-1995 yıllarında müzakerelere katılan Artsakh, Azerbaycan ve Ermenistan arasında ateşkes konusunda üç taraflı anlaşmaları imzaladılar.
Azerbaycan bugüne dek, çatışmaların ana tarafı olan Artsakh’ın meşru yetkilileri ile doğrudan görüşmeyi reddetti. Bu nedenle, Artsakh ve halkının güvenliğini garanti altına alan Ermenistan, AGİT Minsk Grubu Eş Başkanları (ABD, Fransa, Rusya) çerçevesinde çatışmanın barışçıl yollardan çözülmesi için Azerbaycan ile görüşüyor.