ANATOPLUM

Ermeni ve Yunan örgütleri UNESCO’yu Türkiye’nin Ayasofya statüsü tehdidine yanıt vermeye çağırıyor

Amerika Ermeni Ulusal Komitesi (ANCA) ve Yunan Amerikan Liderlik Konseyi (HALC) UNESCO’yu Türkiye’nin Ayasofya’nın UNESCO Dünya Mirası Alanı statüsünü ihlal etmeye ve müzeden ibadete  (cami olarak) dönüştürmeye devam etme tehdidine yanıt vermeye çağırdı.

ANCA İcra Direktörü Aram Hamparian, “Erdoğan’ın Konstantinopolis’teki Hıristiyan dönüm noktası olan Ayasofya’nın statüsünü değiştirme hareketi, Türkiye’nin yüzyıllarca süren Ermeniler, Yunanlılar, Süryaniler ve diğer sürgün edilmiş yerli Hıristiyan halkların geniş kültürel ve dini mirasını silme isteğini yansıtıyor.”dedi.  

İstanbul’un Sultan II. Mehmet tarafından fethinin 567. yıldönümü için düzenlenen etkinliklerde Ayasofya yine başroldeydi. Bu tarihi mabedin aradan geçen 1500 yıldan sonra hala gündemde bulunması bazı düşünceleri ve şahsi deneyimlerimi aklıma getirdi. Hristiyan dünyasının yapısı ve mimarisi açısından en büyük kiliselerinden olan Ayasofya, 1453’te camiye ve ardından 1935 yılında Mustafa Kemal Atatürk tarafından müzeye dönüştürüldü. Bugün de İstanbul’u ziyaret eden yabancı turistlerin en çok uğradığı tarihi eserlerin başında yer alıyor.

İstanbul’un fethi, İslam dünyasında ne denli bir “lütuf” olarak algılandıysa, Hristiyan dünyasında da bir o kadar “işgal” olarak görüldü.

Konuyla ilgili Yunanistan Dışişleri sert tepki gösterdi:

“Bugün, UNESCO tarafından 1935’ten beri müze olarak işlev gören, dünya mirası alanı olarak korunan ve küresel bir anıt olan Ayasofya’nın içinde Kur’an’dan pasajların okunması, sadece buranın anıt olarak tanımlanması adına kabul edilemez bir girişim değil, aynı zamanda dünyadaki Hristiyanların dini duygularına da bir hakarettir.

Bu eylem uluslararası topluma hakarettir ve bir kez daha Türkiye’yi ifşa etmektedir. Türkiye, hem Dünya Kültürel ve Doğal Mirasın Korunması Sözleşmesine hem de üyesi olduğu UNESCO’ya saygı göstermekle yükümlüdür.”

Daha fazlasını göster
Back to top button