Dün, Ermeni Savunma Bakanlığı sözcüsü, Artsakh’ı ziyaret eden Savunma Bakanı David Tonoyan’ın “orada bulunan yeni bir askeri konumda” Ermenistan’ın güneybatı sınır bölgesini de ziyaret ederek bölgeyi gözlemledi ve talimatlar verdi diye bir bilgi yayınladı.
Ermenistan’ın güneybatı sınırı, bilindiği gibi Türk-Azerbaycan askeri tatbikatlarının yapıldığı ve Türk birlikleri ve askeri teçhizatın Nahçıvan’da olduğu biliniyor. Nahçıvan’daki ve genel olarak Azeri-Türk askeri tatbikatları şüphesiz bir güç gösterisidir, ancak Ermenistan’a bir güç gösterisi olduğu izlenimi yanlıştır. Bölgesel ve bölgesel olmayan güvenlik sisteminin tüm faydalanıcı devletleri için bir güç gösterisidir.
Aynı zamanda, Erdoğan’ın düşünceleri uzun süredir bir yandan frenlerden ve diğer yandan geri çekilme fırsatından yoksun olduğu için “açıklanamaz” olmasına rağmen, Türk gücünün gösterilmesi için bir yorum gerekebilir. Bununla birlikte, Türk gücünün gösterilmesinin temel amacı Kafkasya’da sözde genişleme değil, belki de Artsakh’tan daha fazla kaybetmeyi kabulenmeme sinyalidir.
Tavuş’taki Azeri-Türk provokasyonuna yanıt olarak, Ermenistan’ın asimetrik stratejik saldırısı Azerbaycan devleti ve devletinin krizini ve bu konunun gündemdeki bölgesel varlığını vurguladı. Türk-Azerbaycan askeri tatbikatları ile Ankara muhtemelen Azerbaycan’a ilk Artsakh savaşında olduğundan daha fazla vazgeçmeyeceği ya da kaybetmeyeceğine dair bir sinyal gönderiyor.
Bu, Ankara’nın zarara uğradığı anlamına gelmez ve daha fazlasını geri getirecek stratejik umut ve niyeti olmadığı anlamına gelmez. Şu anki gerçekte Ankara’nın ana sinyali ve görevi, daha önce verilenden daha fazla pes etmeyeceğini veya kaybetmeyeceğini göstermektir. Aynı zamanda, Ankara böyle bir sorun görürse, riski gerçek olarak değerlendireceği anlamına gelir ve yeni bir kaybı önlemek için ciddi bir çatışmaya hazır olduğunu ima eder.
Aynı zamanda Nahçıvan, Azerbaycan’dan bir şeyler kaybetmek zorunda olsa bile, “savaşmak” için bir temel ya da asgari ganimet olarak Türkiye için kilit önem taşıyor. Mesele şu ki, Türkiye bu konuda bir grup güç merkezine karşı pratik olarak yalnızdır.
Türkiye, Azerbaycan konusunda yalnız durumda, peki Nahçıvan konusunda ne durumda ? Azerbaycan’dan önemli bir şey almak karşılığında Rusya’nın burada Ankara’ya eşlik edeceği düşünülebilir. Başka bir deyişle, Nahçıvan’ın bir asır önce Rus-Türk anlaşmasına konu olması gibi, şimdi de tam tersi oluyor. Yalnızca bir asır önce Nahçıvan, Ermeni vilayetleri karşılığında Sovyet Azerbaycan üzerinden Rusya’ya geçti, şimdi Nahçıvan Türkiye’ye geçebilir ve Rusya Hazar havzasında bir şeyler alabilir. Böyle bir takas veya anlaşma mümkün mü, değil mi? Rus-Türk ilişkilerinde her şey mümkündür.
Belki de Ermenistan bu varsayımla çalışmalıdır. Bu anlamda, güneybatı sınır bölgesindeki “yeni askeri üs” hakkındaki bilgi Ermenistan’ın Nahçıvan tatbikatına geniş tepkisidir, belki de bu Ermenistan’ın iyi bir gözlemci olduğunu açıklar. Erivan Nahçıvan hakkının siyasi olarak konumlandırılması anını seçiyor mu? Nahçıvan’ın askeri konumlarının gücü bu durumla ilgilidir, biri diğeri olmadan zayıf olacaktır.