Ermenistan ve Türkiye gerçekleri kabul etti. Azerbaycan’da panik
Hakob Badalyan, yorumcu
ABD Başkanı Donald Trump, Sırbistan Cumhurbaşkanı ve Kosova Başbakanı tarafından Washington’da, ABD Başkanı’nın huzurunda imzalanan Sırbistan-Kosova antlaşmasını 4 Eylül’de açıkladı.
Anlaşmanın detayları kamuya açıklanmamaktadır.
Trump, bunu tarihi olarak adlandırdı.
Anlaşma ekonomik işbirliğiyle ilgilidir.
Sırbistan ve Kosova, siyasi farklılıklara rağmen ekonomik konularda işbirliği yapmayı kabul etmektedir.
ABD Başkanı, ekonomik işbirliğinin, siyasi gerilimleri azaltmanın bir yolu olabileceğini söyledi.
Bu formül yıllar önce, Artsakh meselesiyle ilgili Erivan tarafından önerilmekteydi.
Robert Koçaryan’ın cumhurbaşkanlığı döneminde bile Erivan, bölgesel ekonomik ilişkiler meselesini siyasi anlaşmazlıklar ve çatışmalarla engellemeden, tartışmaya değer olduğunu söyledi.
Ancak Bakü bunun, gerçeklerin kademeli olarak tanınmasının bir yolu olduğunu düşünerek, böyle bir görüşü reddetti ve hala reddediyor.
Azerbaycan’ın şu anda ABD’nin bu teknolojiyi nasıl ilerlettiğini korkuyla izlemesinin sebebi muhtemelen budur.
Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdıktan sonra, Sırbistan-Kosova anlaşması Trump’ın politikasında bir sonraki adımdır.
Bunun öncesinde ise, İsrail ile Birleşik Arap Emirlikleri arasındaki tarihi anlaşma var.
Aynı zamanda, diğer Arap ülkeleri ile İsrail arasında bir anlaşma ihtimalinden de bahsedilmektedir.
ABD Başkanı Trump, cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce siyasi sermayesini muhtemelen bir dizi yabancı tarihi anlaşma stoku ile arttırmaya çalışıyor.
Bu stok Bakü’de paniğe neden oluyor.
ABD’nin “gerçeklerin tanınması” politikasının Artsakh’a ulaşmasını Bakü’de endişeyle bekliyorlar.
Üstelik Bakü için bu konudaki bir diğer endişe verici durum da Türkiye’nin sahiplenme politikasıdır, çünkü bu da “gerçekliğin” özgün bir “tanınmasıdır”.
Dünyadaki gelişmelerin şu andaki can alıcı aşamasında Ankara’nın, Azerbaycan’ın Temmuz yenilgisinden yararlanarak, Bakü’yü askeri-politik anlamda ele geçirmesi, aslında Azerbaycan’ın büyük ölçüde artık var olmadığı ve yerine Türkiye’nin var olduğunu işaret etmektedir
Türkiye Savunma Bakanı’nın, Ankara’nın çatışmaya taraf olduğunu açıkça belirtmesi dikkat çekicidir.
Gerçeklerin tanınması ve bu konudaki Artsakh’ın dönüşü uluslararası mantık açısından durdurulamaz hale geldiğinde, Ankara da, gerçeğin Azerbaycan değil Türkiye olduğuna dair bir sinyal gönderiyor.
Erivan, tabiri caizse, siyasi bir dipnot anlamında bu sinyali kabul ederek, tanımaya karşı tanıma anlamında meydan okumayı kabul etti.
Türkiye, Azerbaycan’ı özümseyerek, ister istemez Artsakh’ın statükosunu ve gerçekliği de tanımaktadır.
Buna karşılık Erivan da, Tavuş zaferinin kahramanlarını Sardarapat’ta mükâfatlandırarak, Azerbaycan’ın yerine Türkiye’yi tanımaktadır.
