Türkiye’deki terörist kampları. Erivan’ın Kahire’deki beklenmedik açıklaması
Hakob Badalyan, Yorumcu
Ermenistan Dışişleri Bakanı Zohrab Mnatsakanyan, Mısır Cumhuriyeti’ne gerçekleştirdiği iki günlük resmi bir ziyaret esnasında Mısırlı mevkidaşı ile düzenlediği ortak basın toplantısında, “Azerbaycan’a nakledilecek veya çoktan nakledilmiş yabancı terörist militanların kullanımı hakkında bilgi almaktayız”,- dedi.
Erivan’ın, paralı teröristlerin Türkiye’den Azerbaycan’a nakledilmesi konusunda bu kadar yüksek düzeyde konuşmadığı düşünüldüğünde, Ermenistan Dışişleri Bakanı’nın açıklaması, beklenmedik ve benzeri görülmemiş olarak değerlendirilebilir.
Bu konudaki bilgiler, Temmuz ayındaki Tavuş muharebelerinden sonra Suriye basınında yer almıştı.
Bu verilere göre Türkiye, Suriye’de savaşan çeteleri Azerbaycan’a taşımaktadır.
Erivan, bu bilgileri incelediklerini duyurdu.
Dışişleri Bakanı’nın Mısır’daki açıklaması ve “belki de nakledilmişlerdir” demesi, Erivan’ın bu verileri incelemiş olup, Türkiye’nin benzer bir girişimi konusunda Dışişleri Bakanı düzeyinde konuşmanın gerekçelerinin var olduğunun ortaya çıkmış olduğunun bir göstergesi olabilir.
Türkiye’nin bu girişimine paralel olarak, Bulgar basını, Aliyev ailesine ait havayolunun Suriye, Irak ve diğer bazı sıcak noktalarda savaşan paralı teröristlere yıllardır çeşitli ağır silahlar sağladığını bildirmektedir.
Bu yeni bir bilgi olmamakla birlikte, Bulgar gazeteci Diliana Gaytancieva’nın Ermeni Kamu Televizyonuna verdiği demeçte bu konuda yeni bilgiler bulunmaktadır.
Azerbaycan, Türkiye için terörist gruplarla iletişimin koordine edildiği bir tür “toplanma yeri” haline geldi.
Bu durum kesinlikle sadece Ermenistan için değil, Ankara’nın saldırgan bir yayılmacı politika izlediği bölgelerdeki tüm ülkeler için de bir güvenlik tehdididir.
Ermenistan Dışişleri Bakanı Kafkaslar, Kuzey Afrika, Orta Doğu ve Akdeniz bölgesine dikkat çekmektedir.
Terörist kaynaklar bu anlamda Ankara’nın tek veya temel müttefiki olup, Azerbaycan ise bir karakol, bir koordinasyon merkezidir.
Bu, aynı zamanda Ankara’nın, Bakü’nün Temmuz çatışmalarında yenilgisini Azerbaycan’ı askeri-politik anlamda yutmak için kullanmasının nedenlerinden biridir.
Dünyadaki gelişmelerin mantığı, genişlemeci bir politika izlemeye devam etmesi durumunda Türkiye’nin karşı karşıya kalacağı sorunlara işaret etmektedir.
Mesele şu ki, devam etmemek de daha az sorun getirmeyecektir.
Bu bağlamda, Ankara’nın başlıca “müttefik kaynağı” olan, daha kontrol edilebilir bir “kampa” ve aynı zamanda bir “örtüye” ihtiyaç duyduğu, terörist gruplarla, paralı teröristlerle olan iletişimini yoğunlaştırma sorunu vardır.
Çünkü Ankara, Azerbaycan olmadan terör iletişiminin tüm risklerini kendisi üstlenmek zorunda kalacaktır.
