ANAERMENİ SOYKIRIMITOPLUM

Ermenilerin altınları peşinde

Ermenilerin altınları peşinde. Türk gazeteci mezarlara karşı savaşan askerler hakkında yazıyor

Gazeteci Uzay Bulut, Ankara’daki Ermeni mezarlığındaki son vahşetin arka planına karşı yüzlerce, binlerce Ermeni, Rum, Yezidi ve Yahudi’nin kutsal sayılan mezar taşlarını hatırlattı.

Türk askerleri mezarlara karşı savaşırken sonuna kadar gidiyor.

Lakin bu vahşi askerler, tüm Türkler değil.

Bazıları, Türkiye’de asimile edilmeye çalışılan Ermenilere, Rumlara, Süryanilere ve diğer halklara açıkça destek veriyor.

Entelektüel ve aktivist Ragıp Zarakolu gibi, kimileri gerçeği söylediği için özgürlüklerinden mahrum bırakılırken, gazeteci Uzay Bulut gibi kimileri de yurtdışından yazmaktadır.

“The American Conservative” dergisindeki yazıları Bulgar gazetesi “Pogled” tarafından alıntılandı.

Bulut, son zamanlarda Ankara’daki Ermeni mezarlığına yapılan ve Ermeni milletvekili Garo Paylan’ın seslendirdiği saygısızlığı hatırlatmaktadır.

Bunun “Ermeni altını” peşindeki hırsızların tahrip ettiği ilk mezarlık olmayıp, Türkiye tarihindeki pek çok benzer olaydan biri olduğunu yazmaktadır.

Ankara’daki bir başka Hıristiyan mezarının 72 mezar taşından 20’sinin Şubat ayında parçalandığını hatırlatmakta ve bir diğerinin ise Trabzon’daki Astvatsatsin Katolik Kilisesi’nde tahrip edildiğini belirtmektedir.

Bu tür “savaşlar” sadece Hıristiyanlara karşı değil, mümkün olan herkese karşı yapılır.

Mart ayında, Türkiye’nin güneydoğusundaki Mardin’in Nusaybin ilçesindeki (Yezidiler ve Süryanilerin hâlâ yaşadığı yer) 300 yıllık bir mezarlığa saygısızlık yapıldı.

Güneş ve tavus kuşu (Yezidi dininin sembolü) imgeli mermer taşlar kırıldı.

Bir ay sonra Alevilerin mezarlığına saygısızlık yapıldı.

Polise şikâyette bulunduklarında, kendilerine “bunun ilk saldırı olmadığı ve suçluları bulmaya çalışacakları” cevabı verildi.

Şubat 2019’da Gaziantep’teki Yahudi mezarlığına saygısızlık yapıldı.

Benzer bir saldırı 3 yıl önce 2016’da gerçekleşmişti.

Burada sadece Yahudiler değil, Ermeniler ve Müslümanlar da gömülüdür.

Bir başka örnek, uzun zaman önce ruhlarını Tanrı’ya teslim edenlerin haricinde, yaşayanlara da aynı şekilde muamele edildiğini göstermektedir.

Türkiye’de yaşayan Süryani Mikho İrak, 77 yaşında Belçika’da hayatını kaybeder.

İrak, vefatından sonra cenazesinin memleketinde gömülmesi için Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı’na ömür boyu üyelik ücreti ödemiştir.

Ancak Mikho İrak’ın Hıristiyan olduğunu öğrenen yönetim, son dileğini yerine getirmeyi reddeder.

Ailesi İrak’ın naşını kendi güçleriyle nakleder.

İstanbul’daki 1955 Rum katliamları sırasında, katliamcılar sadece halka saldırmadı, aynı zamanda şehrin Ortodoks mezarlıklarını da tahrip etti.

Bugün Türkiye’nin bulunduğu topraklarda, bir zamanlar yerli Hıristiyanlar yaşıyor ve o toprakları sahipleniyordu.

Yunanlılar, Ermeniler ve Asurîler XIX. yüzyılda nüfusun yaklaşık % 20’sini oluşturuyordu.

1924’te, Soykırım ve birkaç zorunlu tehcir dalgasının ardından, sayıları % 2’ye düştü. Bugün Hıristiyanlar ve Yahudiler birlikte Türkiye nüfusunun yaklaşık % 0,2’sini oluşturmaktadır.

Şimdi ise XXI. yüzyılda, Türkiye’deki gayrimüslimler son istirahatgâhlarında bile huzur içinde yatamıyor.

Uzay Bulut yazısını böyle bitiriyor.

Daha fazlasını göster
Back to top button