Artsakh sorunu, bölgesel güvenlik için bir tehdit haline geldi.
Ermenistan Dışişleri Bakanı, teröristlerin Güney Kafkasya’ya nakledilmesinin sadece o bölgede değil, bölge sınırları dışında da terörizmin büyümesini tehdit ettiğini vurguladı.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile Moskova’da yaklaşık 2 saat süren kapalı kapılar ardındaki görüşme sonunda, Ermenistan Dışişleri Bakanı Zohrab Mnatsakanyan, önce Rus tarafına ve özellikle mevkidaşına sıcak karşılama ve yapıcı diyalog için teşekkür etti.
“Ermenistan-Rus ilişkilerinde yüksek düzeyde bir ortaklığın varlığına tanıklık eden, gündemimizdeki tüm konularda, yüksek düzeyde karşılıklı anlayışa sahibiz”,- dedi bakan.
Artsakh meselesine değinen Mnatsakanyan, bunun yerel bir mesele olmaktan çoktan çıktığını ve bugün bölgenin güvenliği için bir tehdit haline geldiğini vurguladı.
“Dağlık Karabağ’daki yurttaşlarımızın bugün uğraştığı şey, onlarca yıldır olgunlaşan varoluşsal bir tehdittir.
27 Eylül’den bugüne kadar Azerbaycan’ın askeri-siyasi liderliği, Dağlık Karabağ halkına yönelik büyük çaplı saldırılar yürütüyor, aynı zamanda, Dağlık Karabağ sorununun askeri yollarla çözülmesi ve Artsakh halkının yok edilmesi konusundaki gerçek hedeflerini de açıkça gösteriyor. Azerbaycan’ın soykırımcı eylemleri siviller ve askeri personel arasında ayrım yapmıyor, hatta özellikle sivil nüfusu hedef alıyor”,- dedi bakan.
Mnatsakanyan, Artsakh Cumhuriyeti’nin, yakınlarında askeri tesis bulunmayan 120’den fazla sivil yerleşim yerinin Azerbaycan’ın kasıtlı ve bilinçli saldırılarının hedefi haline geldiğini vurguladı.
Bu ise, Mnatsakanyan’a göre savaş suçuna eşdeğerdir.
“Azerbaycan silahlı kuvvetlerinin, Türk hava kuvvetlerinin desteğiyle İHA, ağır top, tank ve topçu birliklerinin kullanılması da dâhil olmak üzere, gelişigüzel saldırıları sonucunda sivil halk arasında çok sayıda kayıp var.
Azerbaycan’ın kullandığı misket bombaları yüzünden çok sayıda ölü ve yaralı var”,- dedi Mnatsakanyan.
Şuşi’deki Ğazançetsots Kurtarıcı Kilisesi’nin bombardımanı hakkında konuşan Ermenistan Dışişleri Bakanı, bu eylemin özel barbarlık ve uluslararası sözleşmelerin ihlali olduğunu vurguladı.
Mnatsakanyan, kilisenin bombardımanı sonucunda o sırada orada bulunan ve Azerbaycan tarafından özel olarak hedef alınan gazetecilerin de yaralandığını özellikle hatırlattı.
“Sunulan kanıtlar, on yıllardır hakkında konuştuğumuz ve Artsakh halkının düzenli olarak karşılaştığı yok olma tehlikesine tanıklık ediyor.
Bu tehlike, Türkiye’nin doğrudan müdahalesi ve Türkiye’nin Suriye ve Libya’dan uluslararası teröristleri transfer etmesi olarak sayabileceğimiz iki koşul nedeniyle bu aşamada derinleşti”,- dedi bakan.
Mnatsakanyan, teröristlerin Güney Kafkasya’ya nakledilmesinin, sadece o bölgede değil, bölge dışında da terör ve şiddetin büyümesi tehlikesini arttırdığını vurguladı.
“Şimdi çatışmaları durdurmamız gerekiyor, burada Rusya’nın rolü çok önemli”,- dedi Mnatsakanyan.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’a Dağlık Karabağ’da insani ateşkes anlaşması elde ettikleri için teşekkür eden Mnatsakanyan, anlaşmanın şu anda geçerli olmadığını vurgulayarak, Azerbaycan’ın ateşkes taahhütlerini yerine getirmemeye devam ettiğini vurguladı.
“Ermenistan müzakereler yoluyla barışçıl bir çözümün katı bir takipçisi olmuştur, bunu desteklemek için her şeyi yapacağız”,- dedi Mnatsakanyan
Mnatsakanyan, Ermenistan’ın, Artsakh’ın ve Artsakh halkının güvenliğinin garantörü olarak hareket ettiğini, tüm imkânlarını Artsakh halkının haklarını korumak, bölgeyi teröristlerden ve onların destekçilerinin olumsuz etkilerinden temizlemek için harcayacağını kaydetti.