Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri misket bombalarına ek olarak, fosfor içeren yangın silahları kullanmaya başladı.
Artsakh Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, “27 Eylül 2020’de Artsakh Cumhuriyeti’ne karşı başlatılan silahlı saldırı sırasında, uluslararası hukukun yasakladığı savaş yöntem ve araçlarının Azerbaycan tarafından kullanılmaya devam edilmesini şiddetle kınıyoruz.
Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri, misket bombalarına ek olarak, yakındaki köylerin sivil nüfusunun bir kısmının Azerbaycanlı sabotaj grupların faaliyetlerinden geçici olarak korunduğu, Artsakh Cumhuriyeti yerleşimlerine yakın ormanlık alanlara fosfor içeren yangın çıkarıcı silahlar kullanmaya başlamıştır.
Bakü, Azerbaycan silahlı kuvvetlerinin hedefinin sadece askeri tesisler olduğu iddiasına rağmen, aslında Artsakh’ın sivil nüfusuna yönelik sindirme taktiklerine başvurmaktadır.
Her şeyden önce, bu bağlamda, çatışmalara son verilmemesinin, Bakü yetkililerinin barışçıl Artsakh halkına gözdağı vermeye devam etmesine yaradığından dolayı, Azerbaycan’ın insani ateşkesi sürdürmeyi tutarlı bir şekilde reddetmesini dikkate almak gerekir.
Azerbaycan tarafı işte bu amaçla yasaklı silah kullanımına, sivillere, tıbbi tesisler de dâhil olmak üzere sivil tesislere kasıtlı saldırılara başvurarak, kendisine ana hedef olarak tüm Artsakh nüfusunun yok edilmesini ve zorla yerinden edilmesini belirlemiştir.
Uluslararası toplum, böylesi durumlarda, tüm ulusun toplu ve bireysel haklarının kitlesel ihlallerini önlemenin, onu fiziksel yıkımdan korumanın etkili bir yolu olarak, bu halkların bağımsız bir devlet olarak ayrılma ve uluslararası ilişkilere girme hakkını tanıma pratiğini geliştirmiştir.
Artsakh halkı, Azerbaycan’ın hedeflediği Ermeni nüfusunu yok etme politikasından korunmak için 30 yıl önce bağımsızlık yolunu seçti. Bakü yetkililerinin cürüm programlarını tamamlamaya yönelik sürekli girişimleri koşullarında, Artsakh Cumhuriyeti’nin fiili bağımsızlığının uluslararası tanınmasının, dünya toplumunun insanlığa karşı suçları önlemek için evrensel olarak kabul edilmiş yükümlülükleri yerine getirmenin modern ve olgun bir yolu olduğuna inanıyoruz”,- denmektedir.