Dağlık Karabağ ihtilaf bölgesinde ve çevresindeki bölgelerde bulunan paralı askerlerin uzaklaştırılması gerekiyor
BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin resmi internet sitesinden bildirildiğine göre, BM insan hakları uzmanları, Dağlık Karabağ’da ateşkes ilanının bölgede kalıcı barışa yol açacağını umuyorlar.
Ancak uzmanlar, Dağlık Karabağ ihtilaf bölgesi içinde ve çevresinde paralı askerlerin kullanılmasından endişe duyuyor.
Birleşmiş Milletler, Paralı Askerlerin Kullanımına İlişkin Çalışma Grubu, Azerbaycan hükümetinin, Türkiye’nin desteğiyle Dağlık Karabağ ihtilaf bölgesinde Suriye militanlarını cephedeki konumunu güçlendirmek ve sürdürmek de dâhil olmak üzere kullandığına dair yaygın haberler olduğunu belirtti.
BM uzmanlarına göre, Suriye Arap Cumhuriyeti’ndeki zorlu ekonomik durum göz önüne alındığında, militanların öncelikle kişisel kazançla motive edildiği düşünülmektedir.
Ölüm durumunda yakınlarına maddi tazminat ve Türk vatandaşlığı sözü verilmiştir.
Çalışma grubu başkanı Chris Kwaja, “Dağlık Karabağ çatışma bölgesinde ve çevresinde bu tür kişileri işe alma, nakletme ve kullanma yöntemi, Azerbaycan’ın taraf olduğu Paralı Askerlerin İşe Alınması, Kullanılması ve Finansmanına İlişkin Uluslararası Sözleşme de dâhil olmak üzere, ilgili uluslararası hukuk belgelerinde yer alan ‘paralı asker’ tanımına uygun görünmektedir”,- demektedir.
Kwajan, buna ek olarak, bir kısmının Suriye Ulusal Ordusu’na bağlı olduğu Suriyeli erkeklerin, silahlı gruplar aracılığıyla Türkiye tarafından geniş çapta askere alındığı ve Azerbaycan’a nakledildiğini de sözlerine ekledi.
Kwajan, “Türkiye’nin tahmini rolü, bu yılın başlarında çalışma grubunun bilgilerine göre, Libya’daki ihtilafta yer alacak bu tür militanların işe alınma, görevlendirilme ve finanse edilme rolünde ısrar ettiği göz önüne alındığında, giderek endişe verici hale geliyor”,- demektedir.
Çalışma Grubu, çatışmaların yeniden başlamasından bu yana Dağlık Karabağ çatışma bölgesi ve çevresindeki sivil yerleşim yerlerine yönelik ve çevresinde çocuklar da dâhil olmak üzere sivil kayıplara yol açan çok sayıda kasıtlı saldırı raporlarından duyduğu endişeyi dile getirdi.
Gazetecilerle ilgili olayların yanı sıra, okullar ve hastaneler de dâhil olmak üzere sivil mülklere ve altyapıya önemli hasar verildiği bildirildi.
“Bu bağlamda, Azerbaycan’da konuşlanmış Suriyeli militanların, Suriye ihtilafı sırasında bazı savaş suçları ve ciddi insan hakları ihlalleri ile suçlanan silahlı gruplarla ve şahıslarla bağlantılı olduğu iddia ediliyor. Uluslararası hukukun daha fazla ihlali riski vardır”,- diye ekledi.
Uzmanlar yukarıdaki iddialarla ilgili endişelerini doğrudan Azerbaycan ve Türk hükümetlerine iletmiş ve Suriye Arap Cumhuriyeti’ni bilgilendirmiştir.