ANASİYASET

Pakistan’ı “cezalandırmak”

ABD Ermeni toplumu, Artsakh’daki paralı askerleri finanse eden Pakistan’ı “cezalandırmak” niyetinde

“Nezavisimaya Gazeta”nın bildirdiğine göre, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki en büyük Ermeni siyasi örgütü, Maliye Bakanı Janet Yellen’i, Mali Eylem Görev Gücü (FATF) tarafından Pakistan’ın kara listeye alınmasını talep etmeye çağırdı.

Ermeni aktivistler, Pakistan’ın Artsakh’taki İslami paralı askerleri finanse ettiğini iddia ediyor.

Bu girişim, FATF genel kurul toplantısının arifesinde ortaya atıldı.

Katılımcılar, Pakistan’ın terörün finansmanını kontrol etmek için yeterli önlemleri alıp almadığını öğrenecekler.

FATF konferansı 22-25 Şubat tarihlerinde Paris’te yapılacak.

Amerika Ermeni Milli Komitesi, Azerbaycan tarafından savaşan çetelerin Pakistan’dan para aldığını açıkladı.

Uluslararası finansal sistemdeki “kirli paraları” ortaya çıkarmak için 1989 yılında kurulan FATF, herhangi bir uluslararası kuruluşun yapısının bir parçası olmayıp, Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi, Dünya Bankası, Interpol ve diğer uluslararası kuruluşlarla bağlantılarını sürdürmekte olup, 37 eyalet ve iki bölgesel organizasyon içermektedir.

Rusya, 2003 yılında grubun tam üyesi oldu.

2018’den beri gri listede bulunan Pakistan’a yönelik itirazlar duruşmalar sırasında birçok kez ele alınmakla birlikte, bu ülke kara listeye alınmamıştır.

FreeNews.AM’a göre Pakistanlı askerler, Azerbaycan tarafından savaşa katıldı.

İki Azerbaycanlı arasındaki telefon görüşmesi, Pakistanlı askerlerin çatışmalara katılmış olduğunu doğruladı.

Featured News Reports web sitesine göre Türkiye, Karabağ’a iki grup, toplamda ise yaklaşık 2.500 Suriyeli asi göndererek Azerbaycan’a çok daha açık bir destek gösterdi.

Fransa, Türkiye’yi cihatçıları Suriye’den savaş alanına göndermekle suçlayarak bu iddiaları savundu.

1991 yılında bağımsızlığını ilan ettikten sonra Azerbaycan’ı tanıyan ilk ve ikinci ülke olan Türkiye ve Pakistan, uzun yıllardır Azerbaycan’a siyasi olarak yakın durmaktadır.

Pakistan Dışişleri Bakanı Şah Mahmud Kureşi, Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov ile yaptığı telefon görüşmesinde İslamabad’ın geleneksel tutumunu yineledi.

Kureşi, Pakistan’ın Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü ve Dağlık Karabağ üzerindeki egemenliğini desteklediğini söyledi.

Amerika Ermeni Milli Komitesi’nin iddiaları doğrulanırsa, Pakistan’ın durumu FATF içinde çok daha zor hale gelecek ve gri listeden çıkacağı yöndeki umutları boşa çıkacaktır.

Pakistan’ın aksine Hindistan, Güney Kafkasya bölgesinde ihtiyatlı ve tarafsız bir politika izledi.

Azerbaycan’ın, Keşmir meselesinde Delhi’nin tarihi rakibi Pakistan’ı desteklemesine rağmen tarafsız kaldı.

Moskova Devlet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nde profesör olan Sergey Lunev Nezavisimaya Gazeta muhabirine verdiği demeçte, “Pakistan, terörist faaliyetler açısından Rusya’ya yönelik ana tehditlerden biridir.

Ülke, Asya’daki İslami militanları aktif olarak destekliyor.

Pakistan hükümeti bireysel vatandaşların terörizm fikirlerine bağlı olduğunu, fakat devletin terörü kınadığını her zaman ilan etmektedir.

Prensip olarak kabul edilebilir, ancak sorun, Pakistan’daki ana siyasi aktörün ordu olmasıdır.

Sivil hükümet, hassas konularda ordudan herhangi bir bilgi almıyor.

Ordu, daha doğrusu departmanlar arası askeri istihbarat, terörizmin ana sponsorlarından biridir.

Bununla ilgili pek çok bilgi yayınlandı.

Eski Cumhurbaşkanı Pervez Müşerref anılarında ordunun İslami terör örgütleriyle olan bağlarını yazdı.

ABD yetkilileri de İslami gruplarla istihbarat bağlantıları hakkında bilgi verdi”,- demektedir.

“Taliban” hareketini yaratan Pakistan istihbaratı olmuş ve El Kaide’nin kurulmasına birçok konuda destek vermiştir.

Bu olaylar, Sovyet birlikleri Afganistan’dayken oldu.

El Kaide Suudi Arabistan tarafından finanse edildi ve lideri Usame bin Ladin, CIA tarafından örgütün başına getirildi, fakat daha sonra ABD’nin düşmanlarının yanında yer aldı.

“Pakistan ordusu, Keşmir’deki topraklarında militan eğitiyor.

Ülkenin askeri istihbarat bağları Orta Asya’ya ve hatta Çin’deki Uygurlara kadar uzanıyor.

Paradokstur, fakat Çin burada onlara engel olmuyor.

Dolayısıyla Ermeni diasporası haklı olarak Pakistan’ın Karabağ’daki savaşa müdahale etmekten sorumlu tutulmasını talep ediyor”,- demektedir Lunev.

Daha fazlasını göster
Back to top button