Güney Kafkasya’da büyük ölçekli Türk varlığı ancak Ankara yanılsamalarında mümkündür. Böyle bir görüş, Tarih Bilimleri Doktoru Hayk Demoyan tarafından ifade edildi.
Aslında, Demoyan’a göre, ortak izleme merkezi, Moskova’nın Türkler örneğinde oldukça iyi yaptığı Türk lehine elde etmek için sadece küçük bir Rus aracıdır. Ancak, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Kiev’de yaptığı son açıklamalarda Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü savunmak için “Kırım platformu” hakkında yaptığı açıklamalar, Türkler arasında bu başarıdan dolayı özel bir sevinç eksikliğine işaret ettiğini söyledi.
Ağdam’ın Moskova tarafından kendilerine sağlanan küçük bir teselli olduğunu çok iyi anlayan Türkler, tarihçiye göre, her durumda, Rusya’ya bakmadan kendi politikalarını sürdürmeye devam edeceklerini tahmin ediyorlar. Güney Kafkasya dahil. Ve burada, onun görüşüne göre, en önemli faktörlerden biri dikkate alınmalıdır. Başta ABD olmak üzere Batı’dan Türkiye’ye baskı faktörü.
Bu çerçevede, Türkiye’nin NATO üyeliği gerçeğini dikkate almayı gerekli görmektedir. Tıpkı Türkiye’nin, bu arada saflarından ayrılma niyetini hiçbir zaman ifade etmeyen ittifakın en önemli üyelerinden biri olması gibi. Ve son derece önemli olan bir takım nesnel jeopolitik gerçeklere dayanarak yapılamaz. Demoyan, NATO’dan ayrılmanın ancak Türk liderliğinin çılgınlığının bir sonucu olarak gerçekleşebileceğine inanıyor. “Moskova ve Ankara arasındaki ilişkilere daha geniş bir bağlamda bakıldığında, hiçbir zaman özellikle sıcak olmadıkları ortaya çıkıyor. Türk liderliğinin tek başarılı kararı, başarılı anı yakalama arzusundan kaynaklandı. Rakip imparatorlukların birbirleriyle uzun vadeli sıcak ilişkileri olamaz. Türkiye’nin NATO üyeliği göz önüne alındığında, Rusya, böyle bir baskı altında Türkiye ile karşı karşıya gelme şansının zayıf olduğunu her zaman akılda tutmalıdır” dedi.
