ANASİYASET

Ankara’dan dördüncü ön koşul

3 deneme, 3 başarısızlık, 4 ön koşul

Ankara Erivan ile ilişkilerin normalleşmesini istemiyor

Başbakan Nikol Paşinyan dün düzenlediği basın toplantısında Ermenistan-Türkiye ilişkilerinin normalleşmesine değindi.

Ankara’nın ön koşul olarak “koridor” şartını ileri sürmesi durumunda, Türkiye ile ilişkileri normalleştirmek mümkün müdür?

Başbakan da Türkiye ve Azerbaycan’a, Türkiye Ermenistan’ı yok etmek istiyor mu, istemiyor mu, sorusunu sordu.

Akademisyen Türkolog Ruben Safrastyan’a göre, günümüz Türk siyasileri, Ermenistan-Türkiye ilişkilerinin normalleşmesini istemiyor.

Ermenistan her zaman Ermeni-Türk ilişkilerinin önkoşulsuz kurulmasından söz etti, ancak Ankara ilişkilerin normalleşmesini sadece önkoşullarla hayal ediyor.

Ruben Safrastyan’a göre, Levon Ter-Petrosyan, Robert Koçaryan, Serj Sarkisyan’ın cumhurbaşkanlığı döneminde Ermenistan-Türkiye ilişkilerinin normalleştirilmesi için üç kez girişimde bulunuldu ve bu üç girişimden ikisi Birleşmiş Milletler’in desteğiyle yapıldı.

Sonuç herkes tarafından malum․

Ankara her zaman ilişkilerin normalleşmesi için ön koşullar sundu.

Bugün dördüncü kez Rus tarafının arabuluculuğunda Başbakan Paşinyan tarafından bir girişimde bulunuluyor.

Ermenistan Dışişleri Bakanlığı’nın, 22 Kasım’da Rus mevkidaşlarına ilişkileri ön koşulsuz normalleştirmeye hazır olduklarını bildirdiği öğrenildi.

Ruben Safrastyan’a göre, Türkiye 1991’den beri ağır bir baskı politikası izliyor ve mevcut siyasiler Ermenistan ile ilişkileri normalleştirmekle ilgilenmiyor.

Onlara göre düzenleme, Ermenistan topraklarının 10 bin kilometrekare olduğu Batum Antlaşması’nın maddelerine uygun olmalıdır.

“Türkiye iki tür Ermenistan ile anlaşabilir. Birincisi, 10 bin kilometrekarelik bir alana sahip bağımlı bir devlet statüsündeki Batum Antlaşması hükümleridir.

İkincisi, 8 Kasım 1920’de Türk ordusu Ermenistan’ı işgal edip, Dedeağaç’ın yakınlarında durduğunda, Karabekir Paşa’nın Ankara’dan çok gizli “Ermenistan ortadan kaldırılmalı” emrini aldığında olduğu gibi.

İki şey tahayyül ediyorlar․

Ermenistan ya küçük bir toprak parçası üzerinde Türkiye’nin vasalı haline gelmeli, ya da 1920-21’de Bolşevik Rusya ile Kemalist Türkiye arasında olduğu gibi, Türkiye ile Rusya arasında paylaşılmalıdır.”

Bu arada Türkolog, gizli emrin Türkiye’nin kurucusu Kemal Atatürk tarafından verildiğini belirtmekte ve geçmişte Türkiye, Ermeni tarafının soykırımı tanımayı reddetmesini, Türkiye’nin toprak bütünlüğünü tanımasını, Dağlık Karabağ çatışmasının düzenlenmesi önşart olarak ileri sürerken, günümüzde sözde “Zangezur koridoru” şartını eklemektedir.

Safrastyan’a göre, bugün Türkiye nihai stratejik hedefe ulaşmak için taktik adımlar atıyor, hedefi de Sünik’i ele geçirmektir.

“Mevzubahis olan ulaşım değildir, yurt dışında İngilizce olarak yayınlanan programlar için Türk devlet televizyonu ve radyosunun yayınladığı haritada, tüm Sünik’in “Zangezur Koridoru” olarak gösterildiği haritadır.

Açıkçası, yavaş yavaş ulaşmak istedikleri hedef budur.

Batum Antlaşması çerçevesinde bir Ermenistan tasavvur ediyorlar.

İlişkileri normalleştirmek gerekli mi? Sonunda normalleşecektir.

Burada Türkiye’nin konumuna bakmalıyız, her zaman önkoşullar koydular, şimdi ise saldırgan eylemler gerçekleştiriyorlar.

Politikalarını değiştirip daha gerçekçi olurlarsa, Ermenistan’ı ortadan kaldırılması ya da köleleştirilmesi gereken bir devlet değil, eşit bir ülke olarak görürlerse, o zaman normalleşme mümkündür.”

Başbakan açıkça belirtti․

“Türkiye ile ilişkileri normalleştirmek istiyoruz, koridor konusunu tartışamayız, ulaşımın açılması konusunu görüşmek istiyoruz.”

Başbakan Nikol Paşinyan “Şöyle bir şey var, Ermenistan, bir parçasının KGAÖ ortaklarımız olan Türk dünyasının arasındadır ve Ermenistan’ın yol vermeyeceği algısı var.

Açıkçası Ermenistan’ın neden yol vermemesi gerektiğini iyi anlamıyorum, fakat neden bir koridor vermesi gerektiğini de anlamıyorum.

Lakin biz, Türkiye’ye ve Azerbaycan’a samimi bir soru sormak istiyoruz ve Azerbaycan ve Türkiye’nin açıklamalarla değil, net eylemlerle cevap vermesini istiyoruz.

Ermeni halkını yok etmek, Ermeni devletini yok etmek, Ermeni Soykırımı politikasını sürdürmek mi istiyorlar?

Eğer öyleyse, direnişten başka seçeneğimiz kalmamaktadır, değilse, bölgede barış ve istikrarı tesis etmek için tarihi bir şansın olduğu konusunda haklılar”,- dedi.

Ruben Safrastyan, 2008’de durum farklıyken ve Türkiye Rusya’dan böyle bir müdahale beklemezken, Rusya’nın desteğiyle ilişkilerin normalleşmesinden söz etmişti.

Rus-Gürcü 5 günlük savaşı döneminde Ermeni-Türk ilişkilerinin normalleşmesi için Rus tarafının arabuluculuğu olsaydı, Ermenistan eşit bir devlet olarak hareket ederdi.

Bugün Türkiye bölgeyi farklı bir konumla işgal etti ve Rusya-Türkiye ilişkileri farklı bir ekonomik düzeyde”,- demektedir Safrastyan.

Daha fazlasını göster
Back to top button