ANASİYASET

Süreç, ancak bir durumda başarılı olabilir

Yeni Ermeni-Türk süreci ancak bir durumda başarılı olabilir

 “Futbol diplomasisi”nin başarısızlığa uğramasının ardından Ermenistan-Türkiye ilişkilerinin yeni normalleşme sürecine ilişkin beklentiler nelerdir?

Türkiye’nin Ermenistan ile uzlaşma arzusu samimi midir?

Ermenistan bu sürece girmekle ne gibi riskler ve faydalar elde edebilir?

Armenpress Podcast’in pavyonunda Ermenistan Ulusal Bilimler Akademisi akademisyeni Türkolog Ruben Safrastyan ile bu konuyu konuştuk.

Türkolog’a göre bu, son 30 yılda Ermeni-Türkiye ilişkilerini normalleştirmeye yönelik dördüncü girişimdir ve bunlardan ikisi, “İkinci Yol Diplomasisi” (TARC) ve “futbol diplomasisi” süreçleri ABD tarafından başlatılmıştır.

Türkolog’a göre bu yeni müzakere turu, bir yanda Amerika Birleşik Devletleri, diğer yanda Rusya tarafından ileriye götürülüyor.

Akademisyen, yeni müzakerelerden yüksek beklentilere sahip değil, öncekilerin kaderini paylaşacağından neredeyse emin, ancak diğer yandan Ermenistan’ın belirli taktik, siyasi ve diplomatik nedenlerle görüşmelere katılması gerektiğini düşünüyor.

Ruben Safrastyan’a göre, yeni Ermeni-Türk süreci ancak bir durumda, Türkiye Ermeni Soykırımı’nı ABD, Rusya ve Fransa’nın baskısı altında tanırsa başarılı olabilir.

“Ermeni-Türk yakınlaşma sürecinin başlamasından önce, bölgemizle ilgilenen üç ana güç olan – Rusya, ABD ve Fransa – ilk kez, üçü de Ermeni Soykırımı’nı tanıdı.

Daha önceki durumlarda böyle değildi.

ABD yakın zamanda tanıdı.

Bunu kullanmalıyız.

Müzakere sürecinin en başında şu konuyu ortaya koymalıyız: Ermeni Soykırımı’nı gerçekleştiren Osmanlı İmparatorluğu’nun halefi olan bir devletle müzakere etmeyi kabul etmemiz, bizim için çok büyük bir tavizdir.

Amerika Birleşik Devletleri, Rusya ve Fransa’nın, Ermeni Soykırımı konusundaki tutumları göz önüne alındığında, bu sürecin ilerleyebilmesi için Türkiye’ye, Ermeni Soykırımı’nı en baştan tanıması için baskı yapmalıyız.

Bunun bizim için çok ilginç yeni bir alan açtığını düşünüyorum, bu fırsatı değerlendirmeye çalışmalıyız”,- dedi Safrastyan.

Ruben Safrastyan, Türkiye’nin Ermenistan konusundaki tutumunu değiştirmediğini ve görüşmeler esnasında Ermenistan’ın, Kars Antlaşması’nı tasdik etmesi ve Ermenistan ile Türkiye’nin mevcut sınırlarını tanımasını, Artsakh’tan ve Ermeni Soykırımı’nın uluslararası tanınması politikasından vazgeçmesini şart koşacağına inanıyor.

Şimdi üçüne, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın birkaç kez kamuoyuna açıkladığı, sözde “Zangezur Koridoru” sorunu da eklendi.

Türkolog’a göre önemli olan Ermeni tarafının söz konusu temel konularda tavizsiz olması, yaklaşımlarından vazgeçmemesidir.

“Türkiye ile normal ilişkiler hem Ermenistan’ın hem de bölgenin ortak çıkarınadır.

Lakin burada asıl soru, bunun ne pahasına olacağıdır.

Bunun için Türkiye bizden çok yüksek bir bedel istiyor.

Bunlar, bize dayattığı dört koşul, dört zorlamadır.

Bu fiyat çok yüksek, bizim için kabul edilemez.

Neden kabul edilemez biliyor musunuz? Çünkü soykırım meselesi, Kars Antlaşması meselesi ve Artsakh meselesi modern kimliğimizin birer parçasıdır.

Biz Ermeniyiz, çünkü bu sorunlar bizim için önemli.

Bu konularda ilkeli tavizler verirsek, kimliğimizin bir kısmından vazgeçmiş oluruz.

Onun için bu temel konularda kararlı olmalıyız, taviz vermemeliyiz.

Diğer konularda uzlaşmalar olabilir”,- diye düşünüyor Ruben Safrastyan.

Daha fazlasını göster
Back to top button