Lahey, Bakü’yü takip ediyor
Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı, Azerbaycan rejimini bir aydır takip etmektedir ve bu iyi bir haberdir.
Hollanda Nederlands Dagblad gazetesinin, “Lahey, Bakü’yü takip ediyor” başlıklı makalesinin resmi olmayan çevirisini sunuyoruz.
“30 yıl önce, Sovyetler Birliği dünya haritasından kelimenin tam anlamıyla kayboldu.
Bu ülkenin çöküşünün ardından çözülemeyen ihtilaflardan biri de Dağlık Karabağ uğruna sürdürülen Ermenistan-Azerbaycan ihtilafıdır.
Ermeniler tarafından genellikle Artsakh olarak adlandırılan Dağlık Karabağ, Güney Kafkasya’da bir bölgedir.
Brabant bölgesi ile kıyaslanabilir büyüklükte olan bu bölge, çok eski zamanlardan beri etnik Ermeniler tarafından iskân edilmiştir.
1920’lerden beri Sovyet Azerbaycan’ın bir parçası olmuştur.
Özerk bir bölge statüsüne sahip olmuş olup, kağıt üzerinde çok özerkti.
Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Azerbaycan’ın bağımsızlığını ilan etmeye, Dağlık Karabağ’ın özerkliğini sona erdirmeye karar vermesi ve ardından Dağlık Karabağ’ın Azerbaycan’dan ayrılma kararı almasıyla durum daha da tırmandı.
90’ların başında başlayan zorlu Ermenistan-Azerbaycan savaşını Ermenistan kazandı.
2020’nin sonunda, Azerbaycan’ın kazandığı ikinci, daha kısa, ama aynı derecede zor bir savaş patlak verdi.
Azerbaycan, birinci savaş sırasında kaybettiği, asıl Dağlık Karabağ’ın dışında kalan ve Dağlık Karabağ topraklarının bir parçasını geri aldı.
Rusya’nın önerdiği ateşkes anlaşması mevcut durumu sağladı.
Dikkat çekici olan
Eylül 2021’de Ermenistan Cumhuriyeti, Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı’na Azerbaycan aleyhine bir başvuruda bulundu, bu önemli çünkü en yüksek uluslararası yargı organı iki ülke arasındaki bir ihtilafa ancak iki ülke arasında bir anlaşma olması halinde müdahil olabilir.
Ermenistan davası, 1965 tarihli Her Türlü Irk Ayrımcılığının Önlenmesine Dair BM Sözleşmesi temelinde başlatılmıştır.
Hem Ermenistan, hem de Azerbaycan bu sözleşmenin birer parçasıdır.
Sözleşme, bir Devletin diğer Devletin Sözleşmeyi ihlal ettiğini ve iki Devlet arasındaki müzakerelerin hiçbir etkisinin olmadığını yeterince kanıtlayabiliyorsa, bir Devletin başka bir Devlete karşı doğrudan dava açmasına izin verir.
Azerbaycan’ın, hemen akabinde Ermenistan’a karşı dava açtığı göz önüne alındığında, mahkemenin, iki ülkenin karşılıklı taleplerinde çıkmazda olduğu sonucuna varması zor olmadı.
Ana davaya ilişkin nihai kararın birkaç yıl daha alacak olmasına rağmen, Uluslararası Adalet Divanı 7 Aralık tarihli ön kararında ilk bakışta ırk ayrımcılığı olasılığının mümkün olduğunu belirtti.
Özellikle Azerbaycan, Lahey mahkemesi tarafından birkaç noktada kınandı.
Azerbaycan, savaş sırasında ele geçirdiği Ermeni askerlerine, insani ve uluslararası yükümlülüklere uygun davranmaya mecbur edilmektedir.
Azerbaycan, savaştan sonra tekrar Azerbaycan’ın kontrolü altına geçen topraklarda Ermeni kültür mirasına sahip çıkmaya ve yönetmeye, zarar görmesine veya yok olmasına yol açabilecek her türlü adımdan kaçınmaya mecburdur.
Son olarak, Azerbaycan makamları, Ermenilere karşı nefreti körükleyecek söz de dahil olmak üzere, benzer adımlardan kaçınmakla yükümlüdür.
Öte yandan Ermeni tarafı, Ermeni vatandaşları tarafından nefret söyleminin yayılmasını önlemek için adımlar atmayı taahhüt eder.
Bu geçici karar Dağlık Karabağ sorununu çözmeyecek olsa da, en azından Ermenistan Cumhuriyeti için açık bir zaferdir.
Ermenistan, Uluslararası Adalet Divanı’nı ihtilafın tarafı yapmakla kalmamış, mahkemenin kendisi de kararında, Azerbaycan’ın Ermeni kiliselerini, manastırlarını, mezarlıklarını tahrip etmesinin ve Ermenilere karşı nefret propagandasının sistematik olduğunu belirtmiştir.
Şimdi bu ön karar masada olduğuna göre Ermenistan, BM Güvenlik Konseyi aracılığıyla Azerbaycan’ı yükümlülüklerini yerine getirmeye zorlayabilir.
Anlaşmazlığın gerçek çözümü, Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ’daki Ermeni nüfusun kendi kaderini tayin hakkını kesin olarak tanıması olabilir, ancak Lahey mahkemesi Azerbaycan’a bölgedeki Ermeni nüfusa karşı uluslararası yükümlülüklerini hatırlatmak için bir mihenk taşı belirledi.
Bu ise, Azerbaycan’ın, Dağlık Karabağ’ın Azerbaycan’ın bir parçası olduğunu iddia etmesinden dolayıdır.
Şu andan itibaren Lahey mahkemesi Azerbaycan’ı uzaktan takip ediyor.
Ülkedeki rejimin türü ve insan hakları ve ihlalleriyle ilgili üzücü itibarı dikkate alındığında, bu sevindirici bir olgudur.”