ANABİLİM ve KÜLTÜR

İlk Hıristiyanların yeraltı şehri

Büyük Tigran tarafından fethedilen, ilk Hıristiyanların yeraltı şehri Türkiye’de bulundu

Naked Science, Türkiye’nin güneydoğusundaki bir şehirde küçük bir mağarada yapılan kazıların beklenmedik bir keşfe yol açtığını yazıyor.

Arkeolojik kazılar, tarihi sokakları ve binaları temizleme ve koruma programı kapsamında, Türkiye’nin Midyat ilinde iki yıl önce başladı.

Midyat antik bir şehirdir.

M.Ö. 9. yüzyılda var olduğu bilinmektedir.

Sonraki dönemde Asur Kralı II. Ashurnatsirapal tarafından fethedilmiştir.

Ancak şehrin asıl kuruluşunun, daha sonra Mitanni devletini kuran Hurriler’in bu bölgeye geldiği M.Ö. 3. binyıla dayandığına dair tahminler var.

Şehir, nadir fetih dönemleri dışında, yüzyıllar boyunca Asurluların elinde kaldı.

Böylece MÖ 1. yüzyılda çevredeki topraklar II. Tigran tarafından fethedildi ve Büyük Ermenistan’ın bir parçası oldu.

Daha sonra, İmparator Trayan döneminde, Roma’nın Asur eyaleti olarak kabul edildi.

M.Ö. 150’den M.S. 250 yılına kadar Midyat, Edesia krallığının bir parçasıydı.

Hıristiyanlığın Anadolu’da yayılmasıyla birlikte Midyatlı Süryaniler de yeni dine hızla sarıldılar.

Bu topraklar, Suriye-Fars Hıristiyan Kilisesi’nin (Doğu Süryani Kilisesi) beşiğidir.

Arkeologlar, günümüz Midyatlılarının şehrin her yerinde mağaraların varlığından haberdar olduklarını, ancak buna fazla dikkat etmediklerini iddia ediyorlar.

Tarihi kaynaklar Midyat’ın adını Asurca “Mağaralar Şehri” anlamına gelen kelimeden aldığını söylüyor.

Bilim adamları, şehrin altındaki mağaraların her zaman var olduğuna, ancak yaklaşık 1.900 yıl önce, ilk Hıristiyanlara karşı Roma zulmü sırasında iskân edildiğini düşünmektedir.

Yeraltı kentinde yapılan kazılar sırasında, meskenler, dini nitelikte farklı odalar, gıda depoları, su kuyuları ve koridorlar keşfedildi.

En ünlüleri Kapadokya’nın Derinkuyu ve Nevşehir’i olmak üzere, Küçük Asya’da yeraltı şehirleri keşfedilmiştir.

Ancak bunlardan ilki, binlerce yıl önce kazılmış ve kullanılmışken, ikincisi bilim adamları tarafından erken Bizans’ın başlangıcından daha erken olmayan bir döneme tarihlendirilmektedir.

Kazı başkanı Kâni Tarkan’a göre, Midyat yeraltı şehri bunlardan farklı olarak, yaklaşık 1.900 yıldır kesintisiz olarak kullanılmıştır.

Başlangıçta bir saklanma yeri olarak inşa edilmiştir.

Bilindiği gibi, Hıristiyanlık 2. yüzyılda resmi bir din değildi.

Hıristiyan aileler ve gruplar, Roma zulmünden kaçmak için genellikle mağaralarda saklandı.

Tarkan, şehirde 60-70 bin kişinin yaşayabileceğini düşünmektedir.

Midyat, Hıristiyanlığın Asurlular tarafından benimsenmesinden bu yana, bu dinin Ortadoğu’daki en önemli merkezi olarak kabul ediliyor.

Asurlular uzun zaman şehrin nüfusunun çoğunluğunu oluşturmuş olmasına rağmen, bu bölgelere yavaş yavaş Ermeniler ve Rumlar yerleşmiş ve bunlar da hızla Hıristiyanlığa geçmiştir.

M.S. 3. yüzyılda, Edesia krallığı Sasaniler (İran’ın yönetici hanedanı) tarafından fethedildi ve imparatorluklarının bir parçası oldu.

Daha sonra Sasaniler ile Bizans ve Bizans ile Araplar arasında bir dizi savaş çıkmış ve 11. yüzyılda bu topraklar Selçuklu Türkleri tarafından işgal edilmiştir.

İslam’ın resmi din olmasına rağmen, Midyat’ta başta Süryaniler ve Ermeniler olmak üzere oldukça fazla sayıda Hıristiyan kaldı.

16. yüzyılda Midyat, Osmanlı İmparatorluğu’nun dokuzuncu Padişahı I. Selim tarafından kuşatıldı ve fethedildi.

Kürtler de dâhil olmak üzere Müslümanlar eski Asur topraklarına taşındı.

Zaman zaman etnik temizlik yapmaya çalışmakla birlikte, daha sonra bölgenin en zengin vatandaşları olan Süryaniler ve Ermenileri soymakla yetindiler.

Ancak yetkililer, Osmanlı İmparatorluğu’nun Süryanileri ve Ermenileri sistematik olarak yok etmeye başladığı 1915 yılına kadar bu tür soygunların belirli bir sınırı geçmesine izin vermedi.

Daha fazlasını göster
Back to top button