ANASİYASET

Fransa basını: Erdoğan dünya sahnesinde poker oyuncusu gibi davranıyor

France 24 kanalı Erdoğan’ın dış politika hamlelerine ilişkin analizlere yer verdi. NATO’yla yaşanan İsveç-Finlandiya kriziyle ilgili “Erdoğan dünyanın Ukrayna’ya odaklanmasından faydalanıyor” denildi.

Fransa merkezli France 24 kanalı, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimler öncesi giderek gücü azalırken Rusya-Ukrayna savaşından faydalandığı analizine yer verdi.

Marc Daou imzalı yazıda, “Erdoğan, İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üyelik hedeflerini engellemek ile Suriye’nin kuzeyindeki Kürtlere karşı yeni askeri saldırı tehditlerinde bulundu. Ankara jeopolitik konumunu güçlendirmek için dünyanın Ukrayna’ya odaklanmasından faydalanıyor gibi görünüyor” ifadeleri yer aldı. Yazıda, “Erdoğan bu tür hamlelerle 2023 Haziran’da yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce seçmeni etkilemeyi, kötüleşen bir ekonomik kriz popülaritesini tehdit ettiği için milliyetçi duyguları harekete geçirmeyi hedefliyor” denildi.

Erdoğan’ın NATO müttefikleriyle olan ilişkisini karmaşık hale getirdiği ifade edilen yazıda, “İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılma planlarını sekteye uğratıyor. Kuzey Suriye’ye başka bir askeri saldırı tehdidinde bulunuyor. Rusya’ya karşı Batı yaptırımlarına katılmayı reddediyor. Ege adaları üzerinde ezeli rakibi Yunanistan ile gerilimi yeniden canlandırıyor. Türkiye Cumhurbaşkanı, Batı’nın Ukrayna savaşına odaklanmasından yararlanmaya hevesli görünüyor. Türkiye’nin çıkarlarını savunmak adına kavgacı ve kendi söylemlerini dayatıyor” denildi.

Yazıda, şu analize yer verildi:

“Erdoğan, İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılımıyla Soğuk Savaş döneminden sonra ittifakta önemli bir genişleme olacağının farkında. Ankara, her iki ülkeyi, özellikle İsveç’i, 1984’ten beri Türkiye’de bir gerilla savaşı yürüten PKK’ya çok yakın görüyor. Erdoğan, İsveç ve Finlandiya’dan somut adımlar talep ederken, aslında onunla doğrudan pazarlık yapılmasını istiyor. Kuzey Suriye’de 2019’da yapılan operasyonun ardından uygulanan silah ihracatı kısıtlamalarının da kaldırılmasını talep ediyor. Türkiye’de hem cumhurbaşkanlığı hem de parlamento seçimleri yaklaşırken, Erdoğan’ın Batı ile oynadığı jeopolitik satranç oyunu ona pekâlâ bir seçim lütfu da sunabilir.”

Yazıda, Paris’teki IRIS (Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü) düşünce kuruluşunda Orta Doğu uzmanı olan David Rigoulet-Roze’nin görüşleri de yer aldı. Rigoulet-Roze, Erdoğan’ın Türkiye ekonomisi çökerken seçmenlerini harekete geçirmeye çalıştığı görüşünde. “Erdoğan dünya sahnesinde bir poker oyuncusu gibi davranıyor” diyen Orta Doğu uzmanı, “Batı ile oynadığı oyunların arkasında genellikle bir iç gündem gizli, küresel arenadaki çeşitli tutumları da iktidarı elinde tutma arzusunun yansımasından başka bir şey değildir” ifadelerini kullandı.

Ayrıca, Türkiye’nin 8 Haziran’da Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro’yu ağırlamasının “Batılı liderleri kızdırdığı” yorumu yapılan yazıda, Erdoğan’ın Yunanistan’la köprüleri atma noktasına getirecek hamleler yapması ise “Batı’ya yönelik bir başka provokasyon” olarak yorumlandı. Türkiye’nin “dünya sahnesinde daha büyük bir rol arayışında olduğunu” belirten Rigoulet-Roze, “Erdoğan, AB’nin hala Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı olduğu ve ABD’nin Türkiye’nin üçüncü en büyük ihracat pazarı haline geldiğinin fazlasıyla farkında” diye konuştu.

Rigoulet-Roze, Erdoğan’ın dış politikadaki son hamleleriyle ilgili şu analize yer verdi: “Erdoğan bazen Batı’ya karşı oyun ustası gibi görünüyor ancak gerçekte onları her seferinde test ediyor. Ne kadar ileri gidebileceği, bu satranç tahtasında bir tür jeopolitik zafer elde edip edemeyeceğine odaklanıyor. Ayrıca Osmanlı İmparatorluğu nostaljisiyle de Türkiye’nin bir imparatorluğa sahip olamasa bile bir kez daha büyük bir güç olarak tanınması gerektiği fikrini öne çıkarıyor.”

Ak Parti’nin seçmenlere “yaşam standartlarında iyileştirmeler” vaadiyle iktidarı elinde tuttuğu ancak bu vaatleri sürdürebilmek için daha önce “küçümsediği” zengin Körfez petrol-monarşileriyle yeniden ilişki kurduğu ifade edilen yazıda, Suudi Veliaht Prens Selman’ın Türkiye’ye dün yaptığı ziyaretin de bu nedenle önemli olduğuna dikkat çekildi.

Yazıda son olarak şu ifadeler yer aldı: “Soğuk Savaş çoktan geride kaldı. Ancak Türkiye’yi 1952’de NATO’ya katılan tek Orta Doğu ülkesi olmaya motive eden faktörler ortadan kalkmadı. Erdoğan, NATO üyelerini ne kadar kızdırsa da onunla temasa geçmeleri gerektiğini biliyor. Türkiye’nin NATO’daki rolünü sorgulamanın zamanı şimdi değil, ancak diğer NATO üyelerinin Türkiye’ye yaklaşımı kesinlikle eskisi gibi olmayacak.”

Daha fazlasını göster
Back to top button