Uluslararası toplum, Artsakh konusunda kıstasları yeniden tanımlıyor
Almanya, Ermenistan ve Azerbaycan sınırındaki istikrarsızlık ve Dağlık Karabağ’da kötüleşen insani durumdan endişe duyuyor.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un, Berlin’de Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile düzenlediği basın toplantısında yaptığı açıklamaya göre, Almanya, Ermenistan ve Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü ve Dağlık Karabağ vatandaşlarının kendi kaderini tayin hakkı açısından barışçıl bir sonuca varılmasına önem vermektedir.
Konu hakkında uluslararası uzman Şahan Gantaharyan ile görüşen Radar Armenia’nın haberine göre, Gantaharyan’a istinaden Almanya Şansölyesi’nin açıklaması, barındırdığı birkaç bileşen açısından çok dikkat çekici ve önemlidir.
Statükonun kabul edilemez olduğunu belirten Almanya, bir bağlamı da ileriye sürüyor.
Moskova, statükonun mimarı, garantörü ve arabulucusudur.
Kabul edilemezlik, Moskova’nın rolüne de yönlendiriliyor.
Bu ise, uluslararası siyaset uzmanına göre, tamamen bir Alman bakış açısı.
Şansölye, uzun vadeli barışın gerekli olduğunu söyleyerek, Brüksel müzakerelerinin sürdürülmesi gerektiğini ima ediyor.
“Kendi kaderini tayin hakkı ilkesini ortaya süren Almanya, “bölgeye karşı statü” uzlaşma formülünün, uluslararası toprak bütünlüğü ve ulusların kendi kaderini tayin etme içtihatlarına dayandığı Madrid ilkelerine dolaylı bir gönderme yapıyor.
Almanya’nın bu açıklamasının ardından, Amerikan eş başkanının bölgeye yaptığı ziyaret geldi.
Bunlar, yasal bir ilke olarak kendi kaderini tayin hakkının, kolektif Batı’nın temsilcilerinin siyasi sözlüğünde yeniden kullanılabilmesinin önkoşullarıdır.
Uluslararası toplum, Artsakh konusunda ölçütleri yeniden tanımlıyor”,- dedi Şahan Gantaharyan.
Uluslararası siyaset uzmanı, şansölyenin toprak bütünlüğü ve kendi kaderini tayin hakkını eşdeğer ilkeler olarak görmesinin tesadüf olmadığını vurguladı.
Kollektif Batı’nın Artsakh müzakerelerinde oyunun kurallarını değiştirdiğine dair ön koşullar görünmektedir.
