ANASİYASET

Paşinyan-Aliev-Michel üçlü toplantısı

Brüksel’de yapılan Paşinyan-Aliev-Michel üçlü toplantısının sonuçları ne oldu?

14 Mayıs’ta Brüksel’de yapılan Paşinyan-Aliev-Michel üçlü toplantısının ana sonucu, Nahçıvan ve o kesimle demiryolu bağlantısının yeniden tesis edilmesi anlaşması oldu.

Bu görüş, Bölgesel Demokrasi ve Güvenlik Merkezi başkanı siyaset bilimci Tigran Grigoryan tarafından “Armenpress” ile yaptığı görüşmede üçlü toplantının gelişmelerini sunarken dile getirildi.

“Bu toplantının ana sonucu, Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel’in açıklamasında bahsedilen demiryolunun yeniden başlatılmasına ilişkin anlaşmadır.

Aralık 2021’de Brüksel’de varılan ve demiryolunun karşılıklılık ve egemenlik ilkeleri temelinde çalışması gerektiğinin belirtildiği anlaşmaya çok benziyor.

Bu açıklamada demiryolunun Nahçıvan’dan geçeceği vurgulanmakta ve Ermenistan’ın da bunu kullanacağı tahmin edilmektedir.

Ayrıca Dünya Gümrük Örgütü’ne atıf var ve bu vurgu zaten egemenliğe saygıya dayanıyor”,- dedi.

Siyaset bilimciye göre en tartışmalı nokta, birbirlerinin toprak bütünlüğünün tanınmasıyla ilgilidir.

Charles Michel bu kez iki ülkenin topraklarını açıkça belirtti: 29 bin 800 kilometrekare Ermenistan ve 86 bin 600 kilometrekare Azerbaycan (86 600 kilometrekare, Dağlık Karabağ’ı da içine alan Sovyet Azerbaycan topraklarıdır) .

“Aslında bu anlaşmaya Ekim 2022’de Prag’da varıldı.

O dönemde rakamların olmadığı açık, fakat süreci takip eden kişiler, kastedilenin bu olduğunu anladılar.

Bu anlamda, ne kadar paradoksal görünse de kesin rakamların belirtilmesinde ısrar eden taraf Ermeni tarafıdır.

Başbakan Nikol Paşinyan aylardır, Azerbaycan’ın Ermenistan Cumhuriyeti’nin 29.800 kilometrekarelik topraklarını tanımaya hazır olması durumunda, Ermenistan’ın da Azerbaycan’ın uluslararası kabul görmüş topraklarını tanımaya hazır olduğunu söylediğini hatırlatmama izin verin.

Son zamanlarda Azerbaycan, Ermeni tarafının ve arabulucuların Sovyetler Birliği’nin son dönem haritaları ile sınır belirleme önerisini de kabul etmemiştir.

Ermeni tarafının beklentisinin bu görüşmeden sonra bu konuda anlaşmaya varılması olduğu sanılıyor, fakat burada da durum pek iyimser değil.

Azerbaycan’ın, askerlerini Ermenistan’ın egemen topraklarından çekmeyi nasıl kabul edeceğini hayal etmek benim için zor.

2021’den itibaren işgal edilen bölgelerden bahsediyoruz”,- dedi Grigoryan.

Siyaset bilimci, Brüksel’deki üçlü toplantının en olumlu ve somut sonucunun, tutuklular konusunda varılan anlaşmanın yerine getirilmesi olacağını kaydetti.

Siyaset bilimciye göre Dağlık Karabağ ile ilgili konuya ilişkin açıklamada çok dikkatli bir kelime dağarcığı kullanılmış.

“Bu konuda herhangi bir ilerleme olduğunu düşünmüyorum.

Bu kilit bir konu ve bu konuda bir anlaşma sağlanana kadar herhangi bir belgenin imzalanmasını beklememeliyiz.

Burada görüyoruz ki, örneğin son dönemde Azerbaycan’ın kelime dağarcığını benimseyerek “Dağlık Karabağ” yerine “Karabağ” ifadesini kullanması nedeniyle sürekli eleştirilen Avrupa Birliği, bir tür uzlaşmacı çözüm bulmuş gibi görünüyor ve o bölümde teknik olarak taraflardan birinin pozisyonuyla çelişmeyen “Dağlık Karabağ’ın eski özerk bölgesinde yaşayan Ermeniler” ibaresinden bahsediliyor.

Uluslararası mekanizmaların getirilmesi konusuna gelince, burada belli bir olumlu hareket var.

Güvenlik ve hakların uluslararası toplumla iş birliği yapılarak sağlanması gerektiğinden bahsediliyor olması elbette ki yeterli değil, burada uluslararası bir mekanizmadan bahsetmiyoruz, fakat yine de ilk kez uluslararası işbirliğine vurgu yapılıyor gibi görünüyor.

“Şeffaf müzakereler” terimi de kullanılıyor, bu, daha önce AB yetkilileri tarafından kullanılan “uluslararası görünür mekanizma” teriminin yerini almış görünüyor.

Burada tekrar edeyim ki, bunlar sorunlu formülasyonlar, net bir uluslararası mekanizma olmadan bazı hak ve güvenliklerin sağlanmasından bahsetmek anlamsızdır”,- diye vurgulayan Grigoryan, Brüksel’de yapılan üçlü toplantının bir başka sonucunun, Azerbaycan’ın 1 Haziran’da Kişinev’de yapılacak beşli formattaki toplantıya katılımını nihayet teyit etmesi olduğunu düşünüyor.

“Bu aynı zamanda uzlaşmacı bir çözüm, çünkü bildiğimiz gibi Ermenistan, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un katılımı olmadan müzakerelere katılmaya pek meyilli değildi ve Azerbaycan, Macron’un katılımına karşıydı.

Şimdi uzlaşma, Ermenistan’ın Brüksel’deki üçlü toplantıya katılmayı kabul etmesi ve Azerbaycan, eğer Almanya da varsa, yani bir tür dengeleyici oyuncu varsa, Macron’un katılımını kabul etmesidir.

Beşli toplantı, Brüksel’de yapılan toplantının devamı niteliğinde olacak, hareketleri geliştirmeye ve tarafların pozisyonlarını, hala farklılıkların olduğu üç ana yönde yakınlaştırmaya çalışacaklar”,- dedi Grigoryan.

Siyaset bilimci, Batı’da gerçekleşen toplantılar bağlamında, Rusya’nın nasıl bir rol oynayabileceği sorusunu da ele aldı.

“Moskova örneğinde gündemler değiştirilmelidir.

Dağlık Karabağ konusunda Rusya ve Batı’nın tutumlarının farklı olduğu aşikardır.

Batı, bir tür kapsamlı çözüm istiyor, Rusya ise, Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un son açıklamalarına rağmen, hâlâ statükonun korunmasıyla ilgileniyor.

Burada öyle görünüyor ki, Stepanakert-Bakü diyaloğunun uluslararası mekanizmasını oluşturma gündemi, Rusya için anlaşılır değil.

Halihazırda böyle bir formatın var olduğunu ve Rus barış güçlerinin arabuluculuğuyla görüşmelerin yapıldığını ve bu konuda yeni çözümler bulmaya gerek olmadığını belirtiyorlar.

Ulaşım bağlantılarının engellerinin kaldırılması gündeminde, tüm arabulucuların aktif olarak demiryolunun yeniden açılması için çalıştığını düşünüyorum.

Burada ise ortak, hatta koordine edilmemiş çalışma bile olabilir.

Yani hem ABD, hem Avrupa, hem de Rusya artık demiryolunun tekrar faaliyete geçmesi için çalışıyor.

Bu konuda Rusya’daki müzakereler ilerlemeye katkı sağlayabilir.

Sınır belirleme konularında da arabulucular arasında ciddi bir fark yok, hepsi Sovyetler Birliği’nin son haritalarına göre sınır belirleme istiyor.

Rusya, tabii ki, haritalar Moskova’da olduğu için, bunun ancak kendi arabuluculuğuyla mümkün olduğunu belirtiyor, ancak burada ciddi bir anlaşmazlık yok”,- diye sonlandırdı Grigoryan.

Daha fazlasını göster
Ayrıca oku
Close
Back to top button