Ermenistan Dışişleri Bakanlığı, Dağlık Karabağ’dan Ermenistan’a giden kişilerin kaçırılmasına ilişkin açıklama yaptı.
Dışişlerinin açıklaması şöyle:
“28 Ağustos’ta Dağlık Karabağ sakinleri Alen Sarkisyan, Vahe Hovsepyan ve Levon Grigoryan, Laçin koridorunda bulunan yasadışı kontrol noktasında Azerbaycan kolluk kuvvetleri tarafından kaçırıldı. Transfer önceden kararlaştırılmış ve ve 9 Kasım 2020 tarihli üçlü açıklamanın 6. maddesine göre Ermenistan ile Dağlık Karabağ arasındaki Laçin Koridoru üzerinden kesintisiz bağlantıyı kontrol etmesi gereken Rus barışı koruma kuvvetleri eşliğinde gerçekleştirilmişti. Adı geçen kişiler eğitimlerine devam etmek için Ermenistan Cumhuriyeti’ne taşınıyorlardı.
Azerbaycan’ın bu adımı, Uluslararası Kızılhaç Komitesi tarafından acil tıbbi yardım için Ermenistan Cumhuriyeti’ne nakledilen 68 yaşındaki Vagif Khaçatryan’ın 29 Temmuz’da kaçırılmasından önce atılmıştı. Bu Birleşmiş Milletler Uluslararası Adalet Divanı’nın hukuki açıdan bağlayıcı olan 9 Kasım 2020 tarihli kararları, BM Güvenlik Konseyi üyeleri de dahil olmak üzere uluslararası toplumun kesin ve doğrudan çağrılarına karşı ağır bir ihlal ve açık bir saygısızlıktır.
Çeşitli sahte bahanelerle yaşanan bu olaylar, Azerbaycan’ın, geçen yüzyılın 90’lı yıllarında ve 2020’de Azerbaycan’ın başlattığı geniş çaplı saldırıyla yüzleşmek ve kendi topraklarında barış içinde yaşama hakkını savunmak zorunda kalan Dağlık Karabağ halkının tamamını toplu cezalandırmayı açıkça planladığına dair korkuya neden oluyor.
Yaşı, cinsiyeti, sağlık durumu ne olursa olsun Dağlık Karabağ’ın tüm nüfusu tüm temel haklardan yoksun bırakılıyor, açlığa maruz kalıyor, ilaç, temel ihtiyaç maddeleri, gaz ve elektrik tedariki engelleniyor, keskin nişancılar tarafından siviller hedef alınıyor ve tüm bölge terörize ediliyor Halkı kaçırarak Laçin Koridoru’nu tıkamak, Azerbaycan liderliğinin Dağlık Karabağ ile diyalogdan kaçınmak ve bunun yerine etnik temizlik politikasını sürdürmek yönündeki gerçek arzusunu gösteriyor.
Dağlık Karabağ’ın tüm nüfusunu, yaş, cinsiyet ve sağlık durumu gözetmeksizin tüm temel haklardan kitlesel olarak mahrum etme, onları açlıktan öldürme, ilaç, temel ihtiyaç maddeleri, gaz ve elektrik tedarikini engelleme, keskin nişancılarla sivilleri hedef alma ve terörize etme politikaları Laçin Koridorunu bloke ederek tüm halkın katılımı, Azerbaycan liderliğinin Dağlık Karabağ ile diyalogdan kaçınmak ve bunun yerine etnik temizlik politikasını sürdürmek yönündeki gerçek arzusunu gösteriyor.
Azerbaycan tarafının bölgede barış ve istikrarı tesis etmeye yönelik adımları desteklemek yerine, tüm çabasını bunları mağlup etmeye harcadığı açıktır.
Toplu bir suçun oluşmasını mümkün olan tüm araçları kullanarak önlemek, duruma etkisi olan tüm aktörlerin ve genel olarak uygar dünyanın doğrudan yükümlülüğüdür.”