Aliyev uygun zamanı bekliyor
5 Ekim’de Granada’da Avrupa Siyasi Topluluğunun üçüncü zirvesi planlanıyor, bu zirve çerçevesinde Ermenistan, Azerbaycan, Fransa, Almanya ve Avrupa Konseyi liderlerinin katılımıyla beşli bir toplantı planlandı, ancak Aliyev toplantı öncesinde toplantının iptal edileceğini açıkladı.
Uzmanlar bunu, zamanın Bakü için pek de uygun olmamasına ve Artsakh’ta yaşananlardan sonra Aliyev’in taviz vermek zorunda kalabileceğine bağlıyor.
Uzmanlar, 5 Ekim’de Granada’da yapılması planlanan Paşinyan-Aliyev-Michel-Macron-Scholz beşli toplantısında neler konuşulacağını, herhangi bir belgenin imzalanıp imzalanmayacağını anlamaya çalışırken, Azerbaycan medyası Aliyev’in reddettiğini duyurdu.
Gerekçe olarak “Fransa’nın yapıcı olmayan davranışı” gösteriliyor.
Bu açıklamayla birlikte Erdoğan’ın soğuk algınlığı nedeniyle İspanya’nın Granada kentine gitmeyeceği bildirildi.
Bir diğer neden olarak ise, Paris ve Berlin, Paşinyan ile Aliyev arasında yapılması planlanan beşli toplantıya Türkiye’nin katılması konusunda anlaşamadığı belirtilmektedir.
Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel dün Brüksel’de gazetecilere toplantıyı aceleye getirmemeleri çağrısında bulunarak, “Toplantı hakkında konuşmak için henüz erken, yarın geceye kadar netleşecek”,- dedi.
“2+3” formatında yapılmaya çalışılan toplantı, “Bakü ile Erivan arasındaki ilişkilerin normalleşmesi konusunda ilerleme kaydedilmesi amacıyla” Ermenistan, Azerbaycan, Fransa, Almanya ve Avrupa Konseyi’nin katılımıyla organize ediliyor.
“Radiolur” ile yaptığı görüşmede Aliyev’in Granada toplantısına katılmayı reddetmesini yorumlayan Azerbaycan uzmanı akademisyen Garnik Davtyan, Azerbaycan cumhurbaşkanının, herhangi bir belgeyi imzalamak yerine, bilinen ve denediği “başarı” yolunu, yani askeri yolu izlemeyi tercih edeceğini kaydetti.
“Bu 30 yıllık müzakereler sırasında Azerbaycan hiçbir zaman sözünün sahibi olmadı, imzaladığı, bazı sorumluluklar üstlendiği belgeler kapsamında hiçbir zaman sorumluluk almadı.
9 Kasım 2020 bunun en güncel örneği, bu anlaşmaları hep ihlal ettiler.
Şimdi durum aynı, yani Azerbaycan tarafı için, Ermeni tarafının taleplerinin sıfırlanacağı, aslında hiçbir şey ifade etmeyen noktalarının olacağı bir belge olması lazım.
Bu durumda Azerbaycan’ın reddetmesi, bana göre, sorunun askeri yollarla, özellikle de “Zangezur Koridoru bölümü” ile çözülmesidir.
Bir süre sonra Azerbaycan ve Türkiye, vermezsek İran’dan geçireceklerini açıklayacaklar, fakat bir aydan kısa bir süre sonra bunun İran’ın arabuluculuğu olmadan yapılması gerektiğini tekrar iddia edecekler.”
Garnik Davtyan, Azerbaycan’ın talepleri listesinde en az 100.000 Azerbaycanlı mültecinin Ermenistan topraklarına geri dönmesini, yerleşim yerlerinin iadesini ve yolların açılması olduğunu vurguluyor.
Bakü her şeyi istiyor, Ermenistan’ı bitirecek bir belge istiyor.
Türkiye uzun süredir bölgesel meselelerde, özellikle de Ermenistan ve Azerbaycan, ya da Karabağ sorunu söz konusu olduğunda arabulucu olmayı hedefliyor.
Bu da Aliyev’in Granada’daki toplantıyı reddetmiş olması ihtimalinin çok yüksek olduğu anlamına geliyor, çünkü Fransa ve Almanya Ankara’nın müzakerelere katılımına karşı olduklarını ifade etmişti.
Siyaset bilimci Hrant Mikayelyan da Aliyev’in neredeyse her zaman müzakereleri reddettiğini, Ermenistan’ın bu konuda çok yapıcı olduğunu hatırlatıyor.
“Azerbaycan hiçbir zaman ayrı bir oyuncu olmadı ve Erdoğan’ın siyasi, ekonomik ve askeri konulardaki varlığı taraflar arasındaki dengeleri her zaman etkiledi.
Artık soykırım eylemlerinden dolayı Avrupa kamuoyunun Aliyev’e karşı sert davrandığını görüyoruz.
Bu koşullar altında Aliyev’in bu müzakerelerden iyi bir sonuç elde edemeyeceği, yalnızca taviz vermek zorunda kalacağı açıktır.
Belki de Aliyev, daha uygun koşulların olacağı müzakerelere katılabilmek için duygusal arka planın değişmesini, durumun durgunlaşmasını beklemeye karar vermiştir.”
Granada, yalnızca 5 Ekim’de gerçekleşmeyeceği belli olan beşli toplantıyla değil, aynı zamanda Avrupa Birliği devlet ve hükümet başkanlarının önümüzdeki aylarda 2024-2029 stratejik gündemini şekillendireceği ve AB’nin genişleme perspektifine karar vereceği 6 Ekim’deki gayrı resmi zirveyle de dikkat çekiyor.
AB Konseyi Başkanı Charles Michel, görüşmelerde AB’nin gelecekteki genişlemesi ve sonuçlarının yanı sıra, üyeliğe aday ülke sorunlarının da ele alınacağını söyledi.
Azerbaycan uzmanı, Ukrayna ve Gürcistan’ın uzun süredir AB üyeliği için başvuruda bulunduğunu ve NATO’ya dâhil olmak için çabaladıklarını, ancak bunun henüz hiçbir şekilde gerçekleşmediğini dikkate alarak, Ermenistan’a yönelik bazı ilginç açıklamaların olabileceğini, ancak bunların sadece umut uyandırmak için yapılacağını belirtmektedir.
“Siyasi iradeler ve 6 Ekim’in önceliği çerçevesinde görüşülen belgede Ermenistan’a yönelik açıklamalar ve çağrılar olacak, belki ekonomik konularda silahlanma ve yardımlaşma süreçleri olacak, fakat hem ekonomik, hem de askeri işbirliğinin yıllar içinde oluştuğunu ve verildiğini çok iyi biliyoruz.”
Ukrayna ve Gürcistan örneklerini hatırlatan Garnik Davtyan’a göre olası bazı süreçlerde bir veya iki yılda sonuç beklemek gerçekçi değil.
Azerbaycan uzmanı, Avrupa’dan sadece %90 açıklama ve sadece %5-10 arasında eylem gördüğümüzü, %5’inin de olup biteni izlediğini belirtmektedir.
Siyaset bilimci Hrant Mikayelyan, Fransız tarafından bir kıvılcım görmekle birlikte, Karabağ’daki katliamlardan sonra uluslararası desteğin az olduğuna dikkat çekiyor.
“Bu desteğin miktarının düşük olduğunu, çok küçük rakamlardan bahsettiğimizi, ciddi bir destek paketinin söz konusu olmadığını kabul etmeliyiz.
Şu anda verilen sözleri pek ciddiye almıyorum.
Şunu da hesaba katalım ki, günümüz şartlarında Avrupa ülkeleri güvenlik sorunları yaşamaya başlıyor ve onların müdahil olmasını gerçekçi bulmuyorum.”
Mikayelyan, Türkiye ve Azerbaycan’ı dizginleyecek adımlar görmeyi beklediğini, ancak şu anda bu atmosferin henüz hissedilmediğini belirtmektedir.