Rusya karşıtı duyguları kimler oluşturuyor?
Ermenistan’da Rus karşıtı duyguları kim yaratıyor?
Konu bugün siyasi toplumun temsilcileri tarafından görüşüldü ve Rusya Dışişleri Bakanı’nın suçlamalarına yanıt verildi.
Sergey Lavrov, bazı Ermeni STK’larını Rus karşıtı duyguları “yapay olarak şiddetlendirmekle” suçladı.
“Ermenistan’da son yıllarda kaç tane STK kurulduğunu biliyoruz.
Daha önce birçokları vardı.
Bu örgütler Ermenistan ve Rusya arasındaki dostane ilişkileri teşvik etmek için kurulmuyor, tam tersine”,- dedi Rusya Dışişleri Bakanı, Bişkek’teki BDT Dışişleri Bakanları Konseyi toplantısı sonrasında gazetecilerle yaptığı konuşmada.
Rusya Dışişleri Bakanı’nın görüşleri, Ermenistan’da oluşturulan bazı STK’ların Avrupa hibeleriyle beslendikleri, dolayısıyla Batı’nın çıkarlarını gözettikleri ve Ermenistan-Rusya dostluğunun geliştirilmesine katkıda bulunmadıkları gerçeğine mi dayanıyor?
“Helsinki Derneği” sivil toplum kuruluşu başkanı Nina Karapetyants’a göre kamu kuruluşlarının faaliyetlerini bu tür fikirlerle değerlendirmek en büyük mantık hatasıdır.
“Çünkü herhangi bir kaynaktan besleniyorsanız veya finanse ediliyorsanız, bu doğrudan birisinin fikirlerini ürettiğiniz anlamına gelmez.
Hiç kimse Ermenistan’da Rusya karşıtı duygular yaratmadı.
Bugün sahip olduğumuz duygular, tamamen Rus yetkililerin davranışlarından kaynaklanıyor.”
Bu duyguların oluşmasının sebebinin Rusya’nın izlediği politika olduğunu söyleyen Karapetyants, Ermeni STK’larının, aralarında Rus kamu kuruluşlarının da bulunduğu diğer eski Sovyet ülkeleri ile karşılaştırıldığında, her zaman en özgür olanlar olduğunu ekliyor.
Rusya Dışişleri Bakanı da gazetecilere verdiği brifingde, Ermeni STK’ların Ermenistan üzerinden ABD, AB ve NATO’nun bölgedeki çıkarlarını ilerletmeye çalıştıklarını ve bu girişimlerin bir şekilde sonuç verdiğini iddia etti.
Helsinki Sivil Meclisi Vanadzor ofisi başkanı Artur Sakunts’a göre, Rus yetkililerin Ermenistan’a karşı hibrit savaşın tüm araçlarını kullandığı açık bir gerçektir ve Kremlin’in politikasını, özellikle de Dağlık Karabağ’daki barış gücü misyonunu ve ayrıca Ermenistan’ın devletlerarası anlaşmalar kapsamındaki güvenlik sorunlarının çözümü açısından Kremlin’in politikasını açıkça eleştiren yalnızca STK’lardır.
“Kremlin rejiminin politikası konusunda net bir duruş sergileyen kim kaldı?
Yalnızca STK’lardır.
Başka bir deyişle, STK’lar üzerinden siyasi toplum hedef alınmaya karar verildi, çünkü STK’ların üzerinde herhangi bir kontrol mekanizması ya da etki gücü yok.
Bize şunu yap, bunu yap diyecek uluslararası bir bağışçı yok, başından beri böyle bir yaklaşım yok.”
İnsan hakları kuruluşlarının liderleri de, Azerbaycan’ın Artsakh’ı 9 ay boyunca abluka altına alması ve ardından etnik temizlik vakasında da ortaya çıkan, Ermeni STK’larının Batı’ya belirli bir bağlılık içinde olduğu yönündeki değerlendirmeyi paylaşmıyor.
Siyaset bilimci Edgar Vardanyan, siyasi toplumun çifte standartlarla yönlendirildiği fikrine katılmıyor.
“Araştırmacı olarak şunu da söyleyebilirim ki, en azından Ermeni siyasi toplumunun aktif üyeleri sürekli olarak çeşitli konuları konuşuyorlar ve bunların arasında da sıklıkla şu veya bu Batılı yapıyı eleştiriyorlar ve çok sert bir şekilde eleştiriyorlar.”
Siyaset bilimciye göre Moskova’nın söylemi yeni değil, artık resmi düzeyde dile getiriliyor, çünkü sivil toplum bağımsız bir varlık, gözlemlerini yapıyor, mevcut sorunlar hakkında konuşuyor.
Vardanyan, STK’ların çalışmaları sonucunda toplumun, sunulanla gerçeği karşılaştırmaya ve farklılaştırmaya başladığını, bunun sonucunda da haklı olarak kamuoyunun değiştiğini, bunun da Rusya’yı endişelendirdiğini düşünüyor.