Bakü ve Ankara, Batılı müzakere platformlarına karşı Tahran’ın Güney Kafkasya’da öne sürdüğü “3+3” formatını destekliyor. İranolog Zhanna Vardanyan bunu Sputnik Ermenistan ile yaptığı görüşmede söyledi.
Ona göre İran’ın politikası her zaman sorunun bölge ülkeleri arasında diyalog yoluyla çözülmesini amaçladı. 2020 savaşından önce bile (44 günlük Artsakh savaşı) Tahran bunu sadece Karabağ bağlamında değil, aynı zamanda diğer bölgesel çatışma ve sorunlar bağlamında da defalarca dile getirmişti.
“Savaşın hemen ardından İran’ın hoş karşıladığı bu formatın öncüsü Azerbaycan ve Türkiye oldu. İran Dışişleri Bakanı’nın formatın uygulanması amacıyla bölgedeki 6 ülkeyi ziyaret ettiğini de unutmamak gerekiyor.” dedi.
Bu formatta sadece 1 toplantı yapıldı, ekonomik ve iletişim engellerini ortadan kaldıran konular gündeme alındı, ancak siyasi konular gündeme alınmadı. İranlı uzman, İran liderliğinin Tahran’da düzenlemeye çalıştığı 2. toplantının gündeminin henüz bilinmediğini vurguladı. İran tarafı siyasi konuların tartışılmasını istiyor ama asıl soru Türkiye, Azerbaycan ve Rusya’nın da aynı şeyi isteyip istemeyeceği.
Uzman, “Böyle bir istekleri olmadığını düşünüyorum” dedi.
Öte yandan Azerbaycan son dönemde Batılı müzakere platformlarından uzak durarak bölgesel sorunların bölge ülkelerinin katılımıyla çözülmesi gerektiği fikrini destekliyor.
İranologa göre, Bakü ve Ankara’nın artık kendilerine faydası olmayan diğer Batılı formatları etkisiz hale getirmek için “3+3” formatını ilerletmeleri ihtimal dışı değil.
Vardanyan’a göre benzer bir durum 2020 yılında Türkiye ve Azerbaycan’ın Minsk Grubu formatına aykırı yapmasıyla yaşandı.
Uzman, “Onlar için bu, başarısız olmak istediklerinde veya diğer formatları arka plana itmek istediklerinde bir yedekleme seçeneğidir” şeklinde konuştu.
Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki ilişkiler konusuna da değinen Vardanyan, İran’ın her zaman arabulucu rolü oynamaya çalıştığını kaydetti.
İslam Cumhuriyeti’nin faaliyetlerine rağmen diğer aktörler bu arzuyu paylaşmıyordu. Uzmana göre mesele sadece Türkiye ve Azerbaycan’la ilgili değil, aynı zamanda istisnai bir arabuluculuk rolü oynamaya çalışan Rusya’yla da ilgili.
Vardanyan’a göre İsrail ile Hamas arasındaki askeri operasyonların İran’ın dikkatini Güney Kafkasya’dan önemli ölçüde başka yöne çekmesi pek mümkün değil. 2020 yılına kadar ise Savaş sırasında Tahran bölgeye daha az ilgi gösterdi ancak şimdi durum çarpıcı biçimde değişti.
Vardanyan, “İran diğer yönlerde ne kadar meşgul olursa olsun, Güney Kafkasya’yı gözden kaçırması pek mümkün değil. Ayrıca İranlı uzmanlar topluluğu, Filistin olaylarını bölgemizle ilişkilendirerek bunun Türkiye ve Azerbaycan’a bir mesaj olduğunu belirtiyor. Aynı direniş Güney Kafkasya’da da onları bekliyor” dedi.
İran’da 2022 yılında yaşanan kitlesel protestolara rağmen ülke yetkililerinin Azerbaycan sınırında askeri tatbikatlar yaparak “nabzını tuttuklarını” bir kez daha gösterdiğini hatırlattı.
Daha önce Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Erivan’ın Bakü ile “3+3” formatında müzakerelere hazır olduğunu açıklamıştı. Şu ana kadar bu formatta 2021 yılı sonunda Gürcistan olmadan sadece bir görüşme yapılmıştı.