İslamcı grup Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e saldırısı dünyayı şok etti. Turkish Minute yayınında, ABD ve önde gelen Avrupa ülkelerinin İsrail’in askeri operasyonlarını desteklerken, Arap ülkelerinin dışişleri bakanlıklarının Gazze’deki savaşın sona ermesi çağrısında bulunduğu ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İsrail ile Hamas arasında arabuluculuk teklifinde bulunduğu belirtiliyor. Aynı zamanda Gazze bombalamalarının katliamla eş değer olduğunu söyleyerek İsrail’i eleştirmekten de çekinmiyor.
Yazının yazarı, Batı’da İran’ın 7 Ekim operasyonu öncesinde Hamas’a yardım ettiği yönünde suçlanırken, Erdoğan’ın Hamas liderlerini ağırladığını ve onlara Türkiye’de güvenli bölge sağlamaya devam edeceğini unutmamamız gerektiğini belirtiyor.
Erdoğan, İsrail, BAE ve Bahreyn arasında 15 Eylül’de imzalanan Arap-İsrail yerleşim belgesinden memnun değil. Ayrıca Hamas’la yakın bağları devam ediyor ve Mavi Marmara olayı nedeniyle uzun süren diplomatik krizin ardından İsrail’le ilişkilerini yeniden kurdu.
Erdoğan, bu Temmuz ayında Filistin lideri Mahmud Abbas ve Hamas lideri İsmail Haniye ile, Eylül ayında ise İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile New York’ta bir araya geldi. İsrail artık Erdoğan’ın arabuluculuğunu pek tercih etmiyor ve Kahire’nin müdahalesini tercih ediyor. Erdoğan, Filistin meselesinin sadık bir destekçisi olarak görülüyor. Türkiye, İsrail’in bölgede Ankara ile ekonomik rekabet içinde olan BAE ile ekonomik ve askeri işbirliği yapmasından da kaygılı.
Siyasi ve güvenlik krizine rağmen Türkiye’nin İsrail’le güçlü ticari bağları var. İsrail Savunma Bakanlığı başkanı Benny Gantz, geçen yıl Ekim ayında Türkiye’yi ziyaret ederek iki ülke arasında bir dizi anlaşma imzalanmıştı.
Buna karşılık Türk SADAT şirketi Hamas’a silah sağlıyor. Şirketin kurucusu, daha önce Erdoğan’ın kıdemli güvenlik danışmanlığını yapmış olan eski general Adnan Tanrıverdi’dir. SADAT, Libya, Dağlık Karabağ ve Suriye’deki savaşlarda yer almıştır.
Erdoğan şu anda Türkiye’de Hamas’ın liderliğini kabul ediyor ve Netanyahu, İsrail’e saldırı sonrasında Ortadoğu haritasının değişeceği tehdidinde bulunuyor.