Bu, Dağlık Karabağ meselesini bir sopa gibi her zaman Ermenistan’ın başının üzerinde tutulabilmesi için özellikle yapıldı
Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Public TV’ye verdiği röportajda, “44 gün savaşından sonra ve hatta öncesinde de satmakla, devretmekle suçlanıyorduk, yani Ermenistan’ın veya Dağlık Karabağ’ın haklarını korumak için çaba göstermemişiz.
Hâlbuki bize karşı nesnel bir suçlama olacaksa, başka bir şey, Dağlık Karabağ meselesinde Ermeni fikir ve isteklerinin hayata geçirilmesinin imkânsızlığını halkla konuşmadığımızla ilgili olmalı.
Madrid ilkelerinden bu yana masadaki tüm seçenekler, Karabağ sorununun çözülmeyeceğini varsayıyordu.
1999’da sadece bir versiyon vardı ve imzalanması durumunda, Dağlık Karabağ sorununun çözüldüğü söylenebilirdi.
Bu, Meğri ile Dağlık Karabağ arasındaki takas seçeneğiydi.
Yani Meğri Azerbaycan’a veriliyor, Dağlık Karabağ Ermenistan’a katılıyordu.
Dağlık Karabağ sorununun başka türlü çözümü yoktu.
Dağlık Karabağ meselesinin bir sopa olarak Ermenistan’ın başının üzerinde kalması için özel olarak yapıldı.
Hatta belki Azerbaycan’ın da başının üzerinde.
Benim anlayışıma göre, bir anlamda özel olarak yapıldı, böylece Dağlık Karabağ meselesi bir sopa olarak, her zaman Ermenistan Cumhuriyeti’nin gündeminde tutulabilecekti.
Bilmiyorum, belki bazıları Azerbaycan’ın başının üzerinde olmasını da düşünüyordu, fakat şimdi ben Ermenistan’dan bahsediyorum ve Ermenistan’dan bahsetmek istiyorum.
Sürecin nerede duracağını netleştirmenin imkansızlığını daha önce de söylemiştim, çünkü öngörülebilir bir ortam varsa, ya da süreci öngörülebilir kılma imkânınız varsa görüşüp, karar verebilirsiniz, fakat bilmiyorsanız ya da süreci öngörülebilir kılma imkânı yoksa, söyledikleriniz pratikte imkansız hale gelir”,- diye vurgulayan Başbakan, Dağlık Karabağ sorununun çözümüne yönelik müzakere sürecinde, Dağlık Karabağ sorununa çözüm getirecek bir seçeneğin hiçbir zaman bulunmadığını belirtti.