Rusya ile Türkiye arasında C-400 sisteminin alımına ilişkin hangi sözleşmenin imzalandığını öğrenmek gerekiyor
Şu anda ülkeler arasında her türlü silah alım-satım işlemi yapılabiliyor, ancak C-400 füzesavar sisteminin Türk tarafından Azerbaycan’a devri konusunun netlik kazanması için, hangi sözleşmenin imzalandığının bilinmesi gerekiyor.
Söz konusu sistemin satın alınmasına ilişkin olarak Rusya ile Türkiye arasında, bu sistemin bir ücret, tazminat veya başka bir düzenleme karşılığında üçüncü bir tarafa devredilmesinin hukuki bir dayanağı var mı?
Askeri analist Narek Nersisyan, Armenpress’e verdiği röportajda, Türkiye ve Azerbaycan basınında dolaşan, Türkiye’nin Rus C-400 füze savunma sistemini Azerbaycan’a devredebileceği yönündeki bilgilere atıfta bulunarak, konuştu.
“Amerikan tarafının, bu tesisin satın alınması ve Türk tarafına F-35 savaş uçağı temini konusundaki fikir ayrılıklarına gelince, ABD Türkiye’ye, askeri-siyasi bir blokta olduğunu ve karşı blokla, ileri teknoloji ve askeri silah alımı konusunda işbirliği yapamayacağını resmi olarak gösterdi.
Manevra açısından bakıldığında C-400 füzesavar sistemi elbette gizli bilgileri ele geçirme ve radyo-fiziksel verileri iletme yeteneğine sahiptir, ancak burada sorun daha ziyade siyasi olup, Türk tarafının ya Kuzey Atlantik İttifakı ile işbirliği yapacağı, ya da aksi takdirde, diğer NATO ülkeleriyle aynı ölçüde işbirliği yapamayacağı koşulu belirlendi”,- dedi Nersisyan.
Bunun Yunanistan ile imzalanan anlaşmadan açıkça görüldüğünü, çünkü Amerikan tarafının bu ülkeye son modifikasyonlu F-35 savaş uçaklarından oluşan bir parti devrettiğini, Türkiye ile ise, o sınıftaki uçakların satışının gerçekleşmemiş olduğunu vurguladı.
Moskova’nın, Türkiye’nin C-400 tesislerinin Azerbaycan’a devredilmesini kabul edip etmeyeceği sorusuna Nersisyan, Rusya’nın silah satışı konusunda genellikle prensip göstermediğini vurguladı.
“Moskova aynı silahları hem stratejik müttefiklerine, hem de rakiplerine satabilir.
Üstelik eski modifikasyonları müttefikine, daha modern modifikasyonları da rakibine satabilir.
Soru şudur, C-400 konusunda Türk tarafıyla nasıl bir anlaşma yapıldı ve bu anlaşma, satın alınan silahların üçüncü kişilere devredilmesi açısından ne gibi olanaklar sağlıyor?
Rusya, eşdeğer fiyat ödendiği takdirde, her şeyi satabilir.
Burada Batı’nın ilkeli duruşu yok.
Örneğin Fransa’nın, aynı silahları müttefikinin rakibi İran’a satacağını hayal etmek imkânsızdır”,- diye açıklayan Nersisyan, geçtiğimiz günlerde Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın, Azerbaycan Cumhurbaşkanı’na silahların kontrolü konusunda ortak anlaşma imzalama teklifine değinerek, Aliyev’in hâlihazırda Türkiye gibi bir müttefiki olduğunu, Rusya ile de stratejik işbirliği anlaşması imzaladığını söyledi.
“Azerbaycan’ın diğer ülkelerle de silah ve mühimmat tedariki konusunda çeşitli anlaşmaları var.
Denge açısından Aliyev, Ermeni tarafının teklifini göz ardı edebilecek bir konumdadır ve bunu açıkça yapıyor”,- diye tamamladı askeri analist.
Geçtiğimiz günlerde İzmir’de düzenlenen bir mitingde Erdoğan, Türkiye’nin bölgesel güçlenmesinin önünde engeller olduğunu duyurdu.
Milliyet gazetesi ise CNN-Türk televizyonu ile ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuland’ın röportajının önemli bir bölümünü aktardı.
ABD’nin Türkiye’yi F-35 programına dâhil etme niyetinde olup olmadığı sorusuna yanıt veren Dışişleri Bakan Yardımcısı, Washington’un ilk etapta Rusya’nın C-400 sistemi konusunu Ankara ile görüştüğünü ve Rusya ile bir ilerleme kaydedilmesi durumunda ABD’nin, Türkiye’ye yönelik kararını yeniden gözden geçirebileceğini vurguladı.
Askeri uzmanlara göre ABD, Rus uçaksavar sisteminin gelişmiş Amerikan hava kuvvetlerinin sırlarını yakalayabileceği konusunda temkinli davranıyor, bu nedenle ABD tarafı, Rus C-400 silahlarının konusu sonuçlanana kadar, Türkiye’ye F-35 savaş uçakları satmıyor.
Daha önce de Türk ve Azerbaycan medyasında, Türkiye’nin bu sistemi Azerbaycan’a devredebileceği bilgisi yayılmıştı.