ANASİYASET

Middle East Forum: Türkiye, Yunanistan ve Ermenistan’ı işgal etmekle tehdit ediyor

27 Ocak 2024’te, Biden yönetiminin Kongre’ye F-16’ların Türkiye’ye satışını onaylama çağrısını yenilemesinden iki gün sonra, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) halka açık bir toplantısında şunları söyledi: Düşmanlarımızın (Rumların) topraklarımızdan sürülüp İzmir’den denize atılmasıyla mücadele bitmedi.”

Bu, 100.000 kadar kişinin ölümüne yol açan ve bilim adamları tarafından Anadolu’daki Rum Hıristiyanlara yönelik bir soykırım olarak değerlendirilen, bugünkü İzmir’i olan Smyrna’daki katliam dikkate alındığında provokatif bir açıklamaydı.

Bir hafta kadar sonra, CNN Türk’ten bir Türk analist, Türkiye’nin ilk yerli balistik füzesi Tayfuns’u Yunanistan’a fırlatma olasılığını tartışıyordu. Erdoğan hükümetinde “Yunanlıları denize atma” gururu hakim. Bu, Türkiye’de de popüler bir slogan. İzmir’in asırlık Hıristiyan nüfusunun katledilmesini “İzmir’in düşman güçlerinden kurtuluşu” olarak kutlayan Türk milliyetçi şarkılarının yanı sıra yıllık halka açık törenler de var.

Türkiye’nin toprak iddialarının hedefi yalnızca Yunanistan değil. Şu anda parlamentonun milli savunma komisyonuna başkanlık eden eski savunma bakanı Hulusi Akar, 29 Ocak 2024’te Azerbaycan’a yaptığı ziyaret sırasında Ermenistan’ı tehdit ederek, Türkiye’nin ve Azerbaycanlıların Dağlık bölgedeki yerli Ermeni nüfusuna yönelik etnik temizliğini tekrarlayabileceğini öne sürdü. Karabağ bizzat Ermenistan’a karşı.

Azerbaycan, Türkiye’nin desteğiyle onlarca kilometrekarelik Ermeni topraklarını işgal etmeye devam ediyor.

Türkiye, İsveç’in NATO’ya katılımına ilişkin vetosunu geçersiz kılmak için verilen karşılık kapsamında F-16 savaş uçağı satın alınması için lobi yaparken, Yunan adaları üzerindeki uçuşları durdurdu. Ancak Erdoğan’ın Biden yönetiminden F-16 satışına onay aldıktan sonra bu kadar çabuk anlaşmadan dönmesi onun büyük kötü niyetini gösteriyor.

Biden yönetimi Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğini kabul etmesini diplomatik bir zafer olarak kutlayabilir, ancak NATO içinde artan savaş riski İsveç’in getirebileceği her türlü faydayı boşa çıkarıyor. Erdoğan’la ilgili sorunların çözülmesi veya silahlı kuvvetlerin büyütülmesi, Türkiye’yi sorumlu ülkeler topluluğuna geri döndürmeyecektir. Aksine sorun Erdoğan’ın ideolojisi olarak kalıyor.

Bu gerçeği göz ardı etmek istikrar veya güvenlik getirmeyecek, aksine NATO’yu yok edecek ve ABD’yi Avrupa’da yeni bir sürpriz savaşla karşı karşıya bırakacaktır.

Daha fazlasını göster
Back to top button