ANASİYASET

Milliyetçi güçlerin zaferi

Sağcı milliyetçi güçlerin zaferi Avrupa’da şimdiden belirli oluyor

AB parlamento seçimlerinin ardından sağcı milliyetçi güçlerin zaferi açıkça görülüyor, çünkü birçok ülkede hükümetlerinin uyguladığı göç politikasına ilişkin ciddi şikâyetler var.

Siyaset bilimci Armen Vardanyan, “Armenpress” ile yaptığı görüşmede AB parlamento seçimlerinin sonuçlarına atıfta bulunarak, “Söz konusu eğilim, Marine Le Pen’in partisinin AB parlamento seçimlerinde oldukça etkileyici oylar aldığı Fransa’da, belirgin bir şekilde vurgulandı.

Almanya’da sağcı “Almanya İçin Alternatif” partisi de benzer bir başarı elde etti.

Aynı fotoğraf Avusturya, Hollanda ve İtalya’da da kaydedildi.

Bu, özellikle sağ kanadın bir kısmının aynı zamanda genel olarak sert eleştirilerle AB’den ayrılmayı öneren Avrupa şüphecileri olması nedeniyle ciddi endişelere yol açıyor”,- deni.

Vardanyan’a göre, seçmenlerin temel memnuniyetsizliği genel göç politikasıyla ilgili, çünkü dünyanın farklı yerlerinden Avrupa’ya gelen göçmenlerin sayısı şimdiden büyük hacimlere ulaştı ve bu da Avrupa ülkelerinde ciddi sosyal sorunlara neden oldu.

“Ancak Avrupa Parlamentosu’nun temel direklerinden biri olan EPP, büyük ölçüde pozisyonunu korumayı başardı ve hatta oylarını bir miktar artırdı.

En büyük grup olan EPP’nin haricinde, daha geniş bir perspektiften baktığımızda sağın da konumunu önemli ölçüde iyileştirdiğini ve artık geniş bir temsile sahip olduğunu görüyoruz.

Oluşturulan panoramada EPP daha ziyade merkezci güçlerle, hatta sosyal demokratlarla işbirliği yapmaya çalışacak.

Ursula von der Leyen’in görevini sürdüreceği biliniyor.

EPP tam da böyle bir koalisyon yolunu izlemeye çalışacaktır”,- diyen Vardanyan’a göre, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un partisinin bariz başarısızlığı tek bir faktörle açıklanamaz, ancak diğer konularda, örneğin Fransızların Ukrayna sorunuyla ilgili memnuniyetsizliğinin de bir etkisi olmasına rağmen, asıl sebep göç politikasıyla ilgili.

Fransızlar, Ukrayna’ya tahsis edilen büyük mali kaynakların, birçok iç sosyal sorunun çözümü için kullanılabileceğine inandığından, seçim sonuçları üzerinde önemli bir etkisi oldu.

“Aşırı sağcıların ilerlemesi ve fikirlerinin pekişmesi, AB ile ortaklık anlaşması imzalamak isteyen ülkelerin durumunu da karmaşıklaştırarak, bazı sorunlara yol açabilir.

Örneğin vize serbestisi konusu hala çözülmedi.

Dostumuz Fransa buna engel oluyor.

Söz konusu eğilim elbette AB ile yakın işbirliği isteyen ülkeler arasındaki ilişkileri de etkileyecektir, ancak asıl sorun Doğu Avrupa’daki veya Sovyet sonrası bölgedeki ülkelerden değil, aşırı İslamcılar ve teröristlerden kaynaklanmaktadır.

Avrupa her ne kadar ciddi sorunlarla karşı karşıya olsa da, eminim ki kendini dönüştürecek ve sorunları çözecek gücü bulacaktır.

AB gelişmeye devam edecek, hatta yakın gelecekte yeni üyeler de kabul edecek, dönüştürmenin bir yolunu mutlaka bulacaktır”,- diye tamamladı Vardanyan.

9 Haziran’daki Avrupa Parlamentosu seçimlerine 373 milyondan fazla Avrupalı ​​seçmen katıldı ve bu da Birliğin önümüzdeki beş yıldaki siyasi gidişatını belirledi.

Avrupa Birliği genelinde seçmen katılımı bu yıl yüzde 51 oldu.

Son verilere göre EPP 720 sandalyenin 184’ünü alacak.

“Sosyalist ve Demokratların İlerici İttifakı” grubu 139 sandalye aldı.

Üçüncü sırada ise 80 sandalyeyle “Avrupa’nın Yenilenmesi” grubu yer alırken, sağdaki “Avrupalı ​​Muhafazakârlar ve Reformistler” grubu 73 sandalyeyle, “Kimlik ve Demokrasi” grubu 58 sandalyeyle, “Yeşiller” grubu ise 52 sandalyeyle yer aldı.

“Sollar” listeyi 36 sandalyeyle tamamladı. Aynı zamanda, sağcı muhafazakârlar ve reformistler bir önceki toplantının sonuçlarını yüzde 3,2 oranında iyileştirirken, aşırı sağcı Avrupa şüphecileri yüzde 1,1 oranında iyileşme gösterdi.

Daha fazlasını göster
Back to top button