France 24’un bildirdiğine göre COP29 arifesinde Azerbaycan’ın insan hakları alanındaki göstergeleri tartışmalıdır. Dağlık Karabağ’ın kuşatılması ve Eylül 2023’te yaşanan çatışmalar, Ermeni tarafının “etnik temizlik” olarak nitelendirdiği nüfusun zorla yerinden edilmesine yol açtı.
O dönemde Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin eski savcısı Luis Moreno Ocampo, Azerbaycan’ın Karabağ’ın sivil halkına yönelik saldırganlığını “soykırım” olarak nitelendirmişti.
Dağlık Karabağ Ermenileri ile dış dünya arasındaki tek bağlantı olarak kabul edilen Laçin Koridorunun abluka altına alınmasının, bu etnik grubu yok etmek için oluşturulmuş bir sistem olduğunu belirtti.
Ocampo’nun derin inancına göre, iklim değişikliği ile “soykırım” arasındaki bağlantı yadsınamaz. Her ikisi de gerektiği gibi uygulanmayan uluslararası sözleşmelere tabidir.
COP29’un arifesinde Moreno Ocampo, aralarında eski başkanlar Arkady Ghukasyan, Bako Sahakyan ve Arayik Harutyunyan’ın yanı sıra hayırsever ve iş adamı Ruben Vardanyan’ın da bulunduğu 23 Dağlık Karabağlı Ermeni mahkumun hukuka aykırı olarak gözaltına alınmasına ilişkin kamuoyu oluşturmak için bir kampanya başlattı.
Eski savcı Moreno Ocampo, COP29’un uluslararası toplumun insan hakları konularında Azerbaycan’a baskı yapması için bir fırsat olduğunu belirtiyor.
Nüfusun yer değiştirmesinden sonra Dağlık Karabağ çorak bir araziye dönüşüyor. Moreno Ocampo, Karabağ’daki rehinelerin Azerbaycan tarafından tutuklanmasının açık bir mesaj olduğuna inansa da Ermeni nüfusunun geri dönme ihtimaline inanıyor. “Eğer Dağlık Karabağ’a dönerlerse Ermenileri de aynı acı kader bekleyecektir.”
Pek çok ülke Ermeni mahkumların serbest bırakılmasını talep etti.
Geçtiğimiz günlerde ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Vedant Patel, Ermeni mahkumlara ve cezaevlerinde insani ve onurlu muamelenin önemine değindi. Ülkesinin Güney Kafkasya’nın işlerine katılmaya devam edeceğine dair güvence verdi.
“Onlar savaş esiri değiller. Onlar soykırımın kurbanlarıdır. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın raporları Azerbaycan’da bağımsız bir yargı sisteminin bulunmadığını kanıtlıyor. “Bu bir diktatörlüktür. Cezaevlerinde işkence edip öldürüyorlar. Azerbaycan’da çok sayıda siyasi tutuklu var.” dedi.
COP29 yaklaştıkça, Azerbaycan’ın itibarı ve dış ilişkileri açısından sonuçlarla dolu olan Ermeni savaş esirleri meselesine ilişkin Bakü’nün uluslararası incelemesi daha da yoğunlaşacak.
Bu sadece iklim sorunlarının çözümüne yönelik kararlılığın gösterilmesi açısından değil, aynı zamanda bölgede insan haklarına yönelik davranışların değişmesi açısından da belirleyici bir an olarak yorumlanıyor.