ANASİYASET

İran tehdidi ciddileşiyor

İsrail, askerlerini Azerbaycan’dan çekiyor

İsrail’in Kan news ajansı tarafından bilgilendirildiğine göre, Tel Aviv, Azerbaycan ve Gürcistan’daki askeri personelini geri çağırdı.

Bunun nedeni, İran’ın Güney Kafkasya’daki ülkelerde görev yapan İsrail askerlerini hedef alma ihtimalinin yüksek olmasıdır.

Uzmanlar, İsrail’in böylece Azerbaycan’da askeri varlığı bulunduğunun fiilen teyit edildiğine dikkat çekiyor.

İngiliz “Telegraph” gazetesine göre, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeshkian, Azerbaycan ve Irak Kürdistanı topraklarında bulunan İsrail askeri üslerine saldırı önerisinde bulunmuştu.

Hamas liderinin İran’da suikasta uğraması ve sonrasında beklenebilecek olası karşı saldırı koşullarında, İsrail’in gizli askeri tesislerinin Artsakh’ın işgal altındaki bölgelerinde konuşlandırılması ve bunların gerçek tehditler içermesi konusundaki tartışmalar İran çevrelerinde yine aktif hale geldi.

İran Cumhurbaşkanı Pezeshkian’ın Azerbaycan’daki gizli İsrail askeri üslerine saldırı yönündeki açıklama-teklifi, belki de bu tartışmaların sonucu olarak değerlendirilebilir.

İsrail ordusunun, İran’ın saldırı tehdidi nedeniyle askerlerinin Azerbaycan ve Gürcistan’da kalmasını yasakladığı ortaya çıktı.

Askerlere derhal İsrail’e dönmeleri emredildi.

Uzmanlar, bununla İsrail’in aslında Azerbaycan’da askeri varlığının bulunduğunu doğruladığını belirtiyor.

Oryantalist Armen Petrosyan, “Ayrıca olası bir tepki senaryosu olarak İran’ın İsrail askeri personeline veya İsrail’in diğer ülkelerdeki gizli tesislerine yönelik olası saldırılarını da değerlendiriyorlar.

Bu bağlamda da, özellikle İran’ın belli bir erişiminin olduğu en hassas ülkeler seçiliyor. Öncelikle Azerbaycan’da daha aktif bir İsrail varlığı var.

Gürcistan ve Türkiye’de de belli bir varlık olması mümkün”,- demektedir.

Bölgesel konularda uzman Karen Hovhannisyan’a göre İsrail, Gürcistan’ın adını sırf dengeyi sağlamak için veriyor, “silahlı güçler temsilcisi” tabirini ise, belirsizlik yaratmak amacıyla kullanmayarak, sanki özel bir ziyaretle Azerbaycan’da bulunuyorlarmış izlenimi vermeye çalışıyor.

Hovhannisyan, eğer İsrail ordusu Azerbaycan’a özel bir ziyarette bulunuyorsa, neden İsrail vatandaşlarına değil de, sadece onlara Azerbaycan’ı terk etmeleri söylendi, diye soruyor ve şu sonuca varıyor, “Bu, İsrail askerlerinin özel bir ziyaret için Azerbaycan’da olmadığı ve dağılmış olduğu, belirli bir görevle, belirli birikimlerle bulunduğu anlamına geliyor.

Bunun Shoigu’nun ziyaretinin bir sonucu olduğunu düşünüyorum, Bakü’yü, İran-İsrail çatışmasına karışmamaya ve İsrail’e İran’a saldırması için mevki vermemeye ikna etti.”

Bazı uzmanlar, Azerbaycan’ın yaptıklarının ilk bakışta maceralı görünse de, bugüne kadar kendini “İran’ın düşmanlarına pahalıya satmayı” başardığına inanıyor.

İsrail’in, Artsakh’ın ve özellikle güneydeki İran’a yakın kısmının işgaliyle özel bir ilgisi olduğu gerçeği milletvekili, siyaset bilimci Tigran Abrahamyan tarafından da kaydediliyor.

Abrahamyan Facebook paylaşımında “Bu açık bir gerçektir ve Azerbaycan’a askeri-siyasi destekleri vurgulanmıştır”,- dedi.

“Öte yandan Artsakh’a karşı savaş ve işgali, İran’a karşı çemberi sıkılaştırmaya, cepheyi genişletmeye çalışan tüm güçler için de jeopolitik bir nitelik taşıyordu ve bugün, İran’a yönelik operasyonlarda Azerbaycan faktörü, istihbarattan olası operasyonların hazırlanmasına kadar her zamankinden daha fazla kullanılıyor.”

Bu nedenle İran, İsmail Hani’nin Tahran’da öldürülmesine yanıt olarak İsrail’in Azerbaycan’daki gizli üslerini hedef almayı göz ardı etmedi.

İngiliz “Telegraph” gazetesinin haberine göre, İran cumhurbaşkanı Mesud Pezeshkian, daha önce böyle bir öneride bulunmuştu.

Dünya 10 günden fazla süredir Tahran’ın misilleme eylemini bekliyordu.

Oryantalist Armen Petrosyan, gecikmenin bu cevabın formatına ilişkin nihai bir açıklamanın bulunmamasından kaynaklandığına inanıyor.

“Cevap çağrısının doğal olarak belli bir içeriği var.

İran tarafı, özellikle ABD ve bazı önemli bölge ülkeleriyle dolaylı, perde arkası müzakereler yoluyla yanıtın formatı üzerinde anlaşmaya varmaya çalışıyor.

Uzmanlar, bir yanıtın bulunacağına şüphenin ötesinde inanıyor.

Petrosyan, yanıt gelmemesinin, formatın netleştirilmediği anlamına geldiğini belirtiyor.

Bu bağlamda uzmanlar Tahran’ın iç siyasi yaşamını dikkat çekici buluyor.

İran’ın yeni seçilen cumhurbaşkanı, hükümetin yapısını parlamentoya sundu.

Bu arka plana karşı Muhammed Cevad Zarif, Pezeshkian’ın sunduğu kompozisyondan memnun olmadığı için, başkan yardımcılığı görevinden istifa etti.

Armen Petrosyan, “İstifanın şu anda dış gerçekliklerden ziyade, iç gerçekliklerden kaynaklandığını düşünüyorum, çünkü şu anda İran hükümeti kuruluyor ve Zarif’in bu pozisyonda ve bu süreç hakkında bazı sorumlulukları ve hakları var.

Onun görevden alınmasının buradaki kilit pozisyonlara aday seçiminde yaşanan farklılıklardan kaynaklandığını, günümüzün dış siyasi sorunlarından kaynaklanmadığını düşünüyorum.

Çünkü şu anda onun asıl mesleği ve görevi hükümeti kurma sürecidir”,- demektedir.

Bu arada bazı uzmanlar 2013-2021’de ülkenin dışişleri bakanı olarak görev yapan ve ABD ile müzakerelerden yana olan İran’ın Stratejik İşlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Muhammed Cevad Zarif’in, göreve geldikten sadece 10 gün sonra istifası, İran’ın müzakereye meyilli olmadığı anlamına geliyor ve bu durum sert bir cevap verme kararlılığını yeniden teyit ediyor.

İran’dan gelen doğrudan açıklamalar da bu bakış açısını desteklemektedir.

İsrail’in eylemlerine verilen yanıt onurlu ve sert olmalıdır ve tüm devlet adamları oybirliğiyle bu sonuca varmıştır.

Daha fazlasını göster
Ayrıca oku
Close
Back to top button