Ankara, Türklerin ve Azerbaycanlı vasallarının çabalarına rağmen F-35 savaş uçağını alamayacak
Türkler ve onların Azerbaycanlı vasalları ABD’de halkla ilişkiler ve lobi faaliyetlerine ne kadar para harcarsa harcasın, ABD Kongresi, Türkiye’nin F-35 savaş uçağına sahip olamayacağını açıkça belirtmelidir.
Amerikalı analist Michael Rubin, National Security Journal’daki makalesinde bu konuda yazdı.
“ABD, Türkiye’ye Rus S-400 hava savunma sistemlerini satın almaması yönünde yaptığı çok sayıda uyarının ardından, Türkiye’yi yeni nesil F-35 ortak taarruz uçağı programından çıkardı.
Yalnızca ticaret anlaşması değil, aynı zamanda NATO sistemlerinin bütünlüğü de söz konusuydu.
S-400’ün Türkiye’nin hava savunma sistemine entegrasyonu NATO operasyonlarını savunmasız hale getirecek.
Türkiye S-400’ü durdursa bile sistem, Türklerin veya düşman güçlerin gizli Amerikan uçaklarını takip etmesine izin vererek, ABD için hâlâ tehdit oluşturabilir.
Türk medyasında yer alan F-35 anlaşmasını yeniden canlandırmaya yönelik bariz hamle, en azından birkaç nedenden dolayı tuhaftır.
Birincisi, Türkiye kendi silah sanayisini kurma arzusunu gizlemedi ve ABD’nin kendisine sağladığı teknolojileri geliştirmekten çekinmedi.
Erdoğan’ın damadı Türkiye’nin en büyük silah patronu.
Dışişleri Bakanlığı’na hâkim olan ve Washington’daki düşünce kuruluşlarına sızan resmi olmayan Türk lobisi, Türkiye’nin davranışını hafif gösterebilir, ancak gerçek gerçektir.
İkincisi, Türkiye F-16’ları yalnızca NATO amaçları için kullanmayı ve Yunanistan üzerinden uçmayı bırakmayı kabul etmesine rağmen, F-16’ların satışı nihayet onaylandıktan sonra Erdoğan saldırganlığına yeni bir ivme kazandırdı.
Bugün Türkiye, Suriye’nin kuzeydoğusundaki sivil altyapıyı bombalıyor, Kürtlere karşı etnik temizlik yapıyor.
Irak’ın Türk F-16’ları tarafından bombalanması orman yangınlarına yol açtı.
23 Ağustos’ta bir Türk insansız hava aracı Irak Kürdistanı’nda iki gazeteciyi öldürdü.
Geçtiğimiz günlerde Türk gemileri, Kıbrıs ve Girit’in enerji şebekelerini birbirine bağlamaya yönelik AB tarafından finanse edilen bir proje kapsamında bir İtalyan gemisinin kablo döşemesini engelledi.
Bu da Erdoğan’ın ceza almadan hareket edebileceğine inanmasına neden oldu.
Sonuçta, Türkiye terörün sponsorudur.
Türkiye’nin İran Büyükelçisi, Türkiye’nin hem ABD’ye, hem de İsrail’e diz çöktürmesi gerektiğini belirtti.
Bugün Türkiye’ye gelişmiş silahlar sağlamanın, aynı teknolojiyi İran’a sunmanın arasında hiçbir fark yok.
Her iki durumda da rejimler, Amerikalılara karşı olmasa da, ABD çıkarlarına karşı silah kullanacak.
Görevden ayrılan ABD Büyükelçisi Jeffrey Flake, Türkiye’ye F-16 sağlamadaki rolüyle övünüyor ve Türkiye’nin Gazze’de daha büyük bir rol oynaması gerektiğinde ısrar ederken, Türkiye’nin Hamas’a verdiği desteği unutmuş görünüyor.
İslamcıların, Rusya’nın ve İran’ın peşinde olan ABD’nin Türkiye’ye karşı bu kadar müsamahakâr olması, Erdoğan’ın davranışının kötüleşmesine ve Türkiye’nin bölgesel güvenliği baltalama çabalarını istikrarlı bir şekilde artırmasına şaşmamalı.
Biden, Blinken ve ulusal güvenlik danışmanı Jake Sullivan, Kongre’ye F-16’ların Türkiye’ye satışının ABD ve NATO güvenliğini artıracağı sözünü verdiler.
Ancak aslında tam tersi doğrudur.
Türkiye, hatasını kabul etmek yerine, kendisini daha gelişmiş silahlar edinmenin eşiğinde bulabilir”,- diye yazmaktadır uzman.