Ermenistan’ı ziyaret ettikten sonra, herkes ülkenin kısa sürede ne kadar değiştiğini, bölgedeki zorluklarla mücadele ettiğini ve ABD’nin sadece Ermenistan’ın demokratik bir ülke kurmasına yardım etmekle kalmayıp, aynı zamanda Batı ile daha yakın ilişkiler kurmasında da daha büyük bir rol oynayabileceğini görmekten etkilendi.
Senato Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Ben Cardin, bunu ABD Helsinki Komisyonu’nun Ermenistan’ın demokrasisini ve Batılı geleceğini destekleme amaçlı düzenlediği oturumlarda duyurdu.
“Ermenistan geleceğine karar vermek isteyen bir ülke. Ve zordur çünkü bunu yapmayı zorlaştıran dış faktörler vardır. Yalnızca acil tehditleri değil, aynı zamanda daha geniş coğrafyayı ve ABD’nin Ermeniler ve bölge için bağımsız, demokratik ve müreffeh bir gelecek sağlamada oynayabileceği rolü de anlamamız önemlidir.” şeklinde konuştu.
Azerbaycan’dan gelen doğrudan tehditlere değinen senatör, şunları vurguladı: “Azerbaycan yakın zamanda gelip Dağlık Karabağ’ı aldı, etnik temizlik yaptı. Sadece bir etnik grubu yerinden etmekle kalmadılar, aynı zamanda bölgenin kültürel mirasını da tehlikeye soktular.” Cardin’e göre Azerbaycan güvenlik açısından Rusya’ya güveniyor ve Rusya “git her şeyi al” diyor.
Senatör, Rusya’nın Ermenistan’da hâlâ varlığının bulunduğunu ve buradaki Rus varlığının bir kısmından kurtulmaya çalıştıklarının farkında olduklarını kaydetti. Amerikalı senatör ayrıca Ermenistan’ın zor komşuları olduğunu da söyledi. “Ermenistan için güvenilmez olan Rusya, arzusunu konuştuğumuz Azerbaycan, Dağlık Karabağ’ı etnik temizliğe tabi tutmakla kalmadı, aynı zamanda Ermenistan’ın egemen topraklarını da ele geçirdi.” dedi.
Türkiye kadar güvenilmez olan İran’ımız da var. Hepimiz Ermenistan ve Türkiye’nin ilişkileri normalleşmesini umuyoruz, sınırlar artık kapalı. Ermenistan’ın kendisini savunması, bağımsız kararlar alabilmesi, Rusya’yı ülkeden çıkarabilmesi için devreye girmeliyiz. Bu aynı zamanda Ermenistan ile Azerbaycan, Ermenistan ile Türkiye arasındaki ilişkilerin düzenlenmesi anlamına da geliyor.” sözlerine ekledi.