Barış görüşmeleri fonunda, Azerbaycan’da uydurma davalar
Amerikan analitik merkezi “Stratfor”, Güney Kafkasya’daki beklentiler ve mevcut durum, özellikle Ermenistan ile Azerbaycan arasında müzakere edilen barış antlaşması hakkında bir makale yayınladı.
Makalenin yazarları, anlaşma imzalanmadığı sürece tırmanma riskinin devam ettiğini savunuyor.
Aynı zamanda tarafların barışı tesis etme yönünde ilerlediğini teyit ediyorlar.
Barış görüşmelerine paralel olarak, eski Dağlık Karabağ liderleri Ruben Vardanyan ve Arayik Harutyunyan’ın yargılanmaları yakında Bakü’de başlayacak.
Bu arada Aralık ayında Kızıl Haç temsilcileri Azerbaycan’da tutuklu bulunan eski üst düzey Artsakh yetkililerini ziyaret ederek, onlara yakınlarıyla görüşme fırsatı sağlamıştı.
Bakü, Dağlık Karabağ’ın eski liderleri ve üst düzey yetkilileri hakkında ciddi suçlamalarda bulundu, ancak hukukçular ve insan hakları aktivistleri bu suçlamaların uydurma olduğunu söylüyor.
Amerikan analitik merkezi “Stratfor”, 2025 yılında Güney Kafkasya’nın, Ermenistan ve Azerbaycan’ın barış müzakerelerinde konumlarını güçlendirmek için dış destek arayışında olduğu bir jeopolitik nüfuz mücadelesi alanı olmaya devam edeceğini öngörüyor.
Amerikalı analistler, taraflar arasındaki temel görüş ayrılıkları nedeniyle Ermenistan ile Azerbaycan arasında 2025 yılında bir Barış Antlaşması imzalanmasının pek olası olmadığını düşünüyor, ancak tarafların barışa doğru ilerleme isteğini teyit ediyor.
Makalede, Ermenistan’da anayasa değişikliği, sınırların tam olarak belirlenmesi ve iletişim kanallarının açılması konusundaki görüş ayrılıkları vurgulandı.
Bunlardan bazılarının daha sonra anlaşmaya varılıncaya kadar ertelenebileceği, ancak anlaşma sağlanamadığı sürece bölgede bir çatışma çıkma ihtimalinin devam edeceği sonucuna varan Stratfor analisti, Bakü’nün müzakerelerde nüfuzunu korumak için askeri avantajını kullandığını kaydetti.
Tüm bunlara paralel olarak Bakü, hukukçuların dünya çapında kabul görmüş kurallara aykırı olarak nitelediği, Dağlık Karabağ’ın eski askeri-siyasi yönetiminin göstermelik yargılanmasına hazırlanıyor.
Hukukçu Artaşes Khalatyan’a göre, burada uluslararası topluma çok iş düşüyor.
“Hepimiz Azerbaycan’ın bir diktatörlük olduğunu, orada hukukun işlemediğini biliyoruz, ancak Azerbaycan Avrupa Konseyi’nin bir üyesi olmaya devam ediyor, insan haklarını ve uluslararası ilişkilerin temel ilkelerini cezasız bir şekilde ihlal ediyor ve Ermenistan’ın imkânları son derece sınırlı.
Burada kolektif bir eyleme ihtiyaç var ve uluslararası toplumun sorumlu davranması önemli.
Hâlbuki genel olarak otoriter rejimlerin yükselişte olduğunu ve Azerbaycan’ın ağabeylerini taklit etmeye çalıştığını görüyoruz.
Lakin bu aslında uluslararası hukuk düzeninin aşınmasına yol açan bir olgudur.”
Bakü, Dağlık Karabağ’ın eski Cumhurbaşkanı Arayik Harutyunyan ve eski Devlet Bakanı Ruben Vardanyan davalarında göstermelik yargılamaları başlatma kararı aldı.
İlk duruşma günü olan 17 Ocak’ta, Bakü Askeri Mahkemesi’nin duruşma sırasını belirlemesi bekleniyor.
Davanın bazı bölümlerinin kapalı kapılar ardında görülmesi ihtimali de göz ardı edilmiyor.
Ayrıca Azerbaycan Barosu’na, sanıkların çıkarlarını mahkemede savunacak avukatların atanması yönünde talepte bulunulduğu da biliniyor.
“Sınır Tanımayan Hakları Savunma” sivil toplum örgütünde hukuk uzmanı olarak çalışan Anna Melikyan’a göre bu, Azerbaycan’da baştan beri ihlal edilen adil yargılanma koşullarından biridir.
Azerbaycan’da yargılanan ve geri gönderilen Ermenilerle konuşan Anna Melikyan, uygun bir çeviri bile sağlanmadığını belirtiyor.
“Bu durumda, devlet sırrı olduğunu iddia ederek, sınırlı da olsa bilgiye erişim sağlamış görünüyorlar.
Adil yargılanma güvencelerinin sağlanmadığı ortadadır.
Ermeniler açısından sorunlar iki yönlüdür.
Esasen bir avukat seçme imkânları yoktur ve teorik olarak yardım etmeye hazır olan avukatlar bile büyük bir risk altındadır.
Bu BM raporlarına da yansımıştır, yargılamalarda zulüm yaşandığında, ki bu durumda kesinlikle zulüm söz konusudur, cezai anlamda değil, fakat siyasi anlamda, böyle durumlarda adil yargılama ve özgür bir savunma düzenlemeden bahsedemeyiz.”
Azerbaycan’da, Dağlık Karabağ’ın eski Cumhurbaşkanı Arayik Harutyunyan ile eski Devlet Bakanı Ruben Vardanyan hakkında, ülke yasalarında müebbet hapis cezası öngörülmüş bir dizi ağır suçlama yöneltildi.
Vardanyan’ın avukatı Jared Genser, suçlamaların tamamen siyasi amaçlı olduğunu ve Dağlık Karabağ halkı ve liderlerinden intikam alma amacını taşıdığını belirtti.
Eski Artsakh Devlet Bakanı ve eski insan hakları savunucusu Artak Beglaryan ise, tüm suçlamaların asılsız olduğunu belirtiyor.
“Askeri-siyasi liderliğe karşı ilk başta yöneltilen suçlamalar da dikkate alındığında, terörizmi örgütlemek ve finanse etmek vb. gibi tüm davaların yapmacık olduğundan eminim.
Artsakh halkının mücadelesi ise, hiçbir şekilde terörizm olarak nitelendirilemez, çünkü askeri olan şey meşru müdafaaydı.
Ruben Vardanyan ve başkanlar, 1990’lardan beri siyasi mücadelemize liderlik ettikleri için oradalar.”
Ruben Vardanyan’a yöneltilen suçlamalar Azerbaycan Ceza Kanunu’nun 20 ayrı maddesiyle ilgili.
Uydurma deliller, tamamı Azerbaycanca olmak üzere toplam 25.000 sayfadan oluşan 100 ciltte sunuluyor.
Bu sözde “deliller”, “Azerbaycan’ın ulusal güvenliği” ile ilgili olduğu gerekçesiyle, hem Ruben Vardanyan’dan, hem de halktan tamamen gizlendi.
Rejim, aynı zamanda, Vardanyan’a ve avukatına “delillerin” kopyalarını vermeyi reddetti.
Çevirisi düzgün yapılmayan materyalleri sınırlı bir süre boyunca incelemelerine izin veriliyor, ancak “ulusal güvenlik gerekçeleriyle” not almaları yasaklanıyor.
İnsan hakları aktivistleri, Azerbaycan yönetiminin Ruben Vardanyan’a özellikle odaklanmasının, onun uluslararası avukatlarının Azerbaycan adaletindeki sorunları daha sert bir şekilde ortaya koyması nedeniyle olduğunu söylüyor.
Yaklaşık bir ay önce Ruben Vardanyan’ın avukatı Jared Genser, Aliyev yönetiminin, müvekkilinin hapishanede işkence görmediğine dair ikna edici bir gerekçe sunmadığını belirtmişti.
Ruben Vardanyan’ın Amerikalı avukatı da Aliyev yönetiminin, kendisinin Bakü’ye gitme taleplerini sürekli reddettiğini ortaya koydu.
Genser ve Vardanyan’ın ailesi, Haziran ayında BM İşkenceye Karşı Komite’ye acil bir başvuruda bulunarak, eski Artsakh yetkilisine yönelik zalimce muamelenin kınanmasını talep etmişti.
Mektupta, Nisan ayında açlık grevinde olan Vardanyan’ın bir ceza hücresine nakledildiği, içme suyundan, uykudan ve dış dünyayla temasından mahrum bırakıldığı, hücre hapsinde 24 saat boyunca ışığın açık tutulduğu ve uzun süre ayakta durmaya zorlandığı vurgulanmaktadır.
Azerbaycan makamları ise bu iddiaları yalanlamakla birlikte, avukatın cezaevine giderek ,olay yerinde inceleme yapma talebini reddetti.
Ruben Vardanyan, aralarında Artsakh’ın diğer liderlerinin de bulunduğu ve ciddi suçlamalarla karşı karşıya kalan Azerbaycan’daki 23 Ermeni tutukludan biri.
Avukatlar, adil yargılanma haklarının ihlal edildiği, bir yıldan fazla süredir tutuklu bulundukları ve gerekli korumadan mahrum bırakıldıkları konusunda alarm veriyor.