Azerbaycan Cumhurbaşkanı’nın ima ettiği “ciddi adımlar”, Ermenistan’ın toprak bütünlüğüne ve egemenliğine yönelik doğrudan bir tehditten başka bir şey değildir. Gardman-Şirvan-Nakhicevan Pan-Ermeni Birliği, İlham Aliyev’in birkaç gün önce yaptığı açıklamaya atıfta bulunarak konuyla ilgili bir açıklama yaptı.
Açıklama şöyle: “23 Nisan’da İlham Aliyev, Azerbaycan Diplomasi Akademisi’nde “COP29 ve Azerbaycan’ın Yeşil Vizyonu” konferansı çerçevesinde yaptığı konuşmada Fransa, Hindistan ve Yunanistan’ın Ermenistan’ı açıkça silahlandırdığını belirtti. İlham Aliyev, Ermenistan’dan tehlike algılanması durumunda “ciddi adımlar” atacakları tehdidinde bulundu.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı’nın ima ettiği “ciddi adımlar”, Ermenistan’ın toprak bütünlüğüne ve egemenliğine yönelik doğrudan bir tehditten başka bir şey değildir. Görünüşe göre İlham Aliyev, Ermenistan’ı silahlanmayla “tehdit etmekle” suçlarken, son üç yılda Azerbaycan’ın devlet savunması ve güvenliğine ayrılan bütçenin iki katına çıktığını, silah ve silah alım hacminin durdurulamaz bir şekilde artmaya devam ettiğini unutuyor.
Ancak Azerbaycan sadece silahlanma yarışında şampiyonluk peşinde koşmuyor, aynı zamanda saldırgan ve savaşçı açıklamalarla saldırgan yayılmacı planlarının uygulanması için uygun ortamı yaratmaya çalışıyor. Azerbaycan, Azerbaycan’ın suçlarına karşı sürekli görüş ayrılığını ifade eden ve protesto eden ülkeleri suçluyor ve etnik temizlik yapmak ve Ermeni sivil nüfusunu zorla yerinden etmek için Azerbaycan’a silah sağlayan ülkeler kınanacak değil mi?
Ermenistan, savunma kabiliyetinin arttırılmasının gerekli ve hayati olduğunu defalarca dile getirmiştir; bu gereklilik, Azerbaycan’ın tehditlerinin ve sürekli artan tehlikelerin bir sonucu değil midir? İlham Aliyev, doğası ve içeriği itibarıyla tamamen insanlığa karşı suç ve uluslararası hukukun üstünlüğü olarak nitelendirilebilecek Ermenistan’a yönelik baskı ve tehditler pahasına bu hedefleri gerçekleştirmek için bir kez daha kendisine ve rejimine özgü manipülatif yöntemlere başvuruyor. Bu arada Dağlık Karabağ’daki Ermenilere yönelik etnik temizlik, 150 binden fazla mültecinin derhal, garantili ve güvenli bir şekilde geri dönüş hakkının gerçekleşmesi ve bu konudaki uluslararası baskının da Azerbaycan’ı rahatsız etmesi gerekirdi. Bu, İlham Aliyev’in bir savaş suçlusu olarak bölgesel istikrara tehdit oluşturmasına olanak tanıyan en büyük boşluktur.”
