ANASİYASET

Komşuluğa mahkûmuz

“Komşuluğa mahkûmuz, tek yol diyalogdur”

Hrant Dink en zor şeyi yapıyordu, savaş çağrıları arasında barış ve diyalogdan bahsediyordu.

İstanbul’da yaşayan Türkiyeli Ermeni, Agos’un köşe yazarı ve Türk Milletvekili Garo Paylan’ın danışmanı Sevan Değirmenciyan, Sputnik Armenia ile yaptığı görüşmede Dink’i anlattı.

Agos’un kurucusu ve yazı işleri müdürü Hrant Dink, 14 yıl önce bugün, yazı işleri bürosu önünde suikasta kurban gitti.

“Çevrenizdeki herkes savaş çağrısında bulunurken, barıştan, diyalogdan bahsetmek çok zordur, ancak bunun hakkında konuşacak, böyle bir diyalog yaratacak biri olmalıdır.

Hrant Dink, bu diyalogun ne kadar önemli olabileceğini yaşamıyla ve ölümüyle gösterdi.

Diyalog, muhatap rolüne girmek, kendimize onun gözünden bakmak demektir.

Pek çok Ermeni de Dink’i sevmedi, çünkü Türklerle diyalog çağrısı yapıyor, -belki onlar da bizim kadar acı çekiyor- diyordu”,- dedi Değirmenciyan.

Hrant Dink’in fikirlerinin, uygulanması ne kadar zor olursa olsun, özellikle Artsakh savaşından sonra uygulanabilir olduğunu belirtti.

“Ermenistan savaştan yeni çıktı.

Ermeni toplumunu Azerbaycan toplumu ile konuşmaya çağırmak zor.

Her iki taraf da kayıplar verdi.

Lakin kaçınılmaz olarak komşuluğa mahkûmuz, birbirimizi sevmek zorunda değiliz, ama birlikte yaşamanın, bir arada yaşamanın yollarını bulmak zorundayız.

Başka yolumuz yok, yok.

Diyalogu öğrenmeliyiz, zor olan bu, bu zor şeyi Ermenistan adına, ülkelerimizin ve toplumlarımızın iyileşmesi için yapmalıyız”,- dedi köşe yazarı.

Artsakh savaşı döneminin, Türkiye Ermeni toplumu için çok zor olduğunu doğruladı.

Bazı Türk yetkililerin Ermeni cemaati ile kendi deyimleriyle “Ermenilerimizle” bir problemleri olmadığını belirtmesine rağmen, Türkiyeli Ermenilerin objektif olarak tedirgin olduklarını belirtti.

“Ermeniler huzursuzdu, rahat değillerdi, saldırı veya başka bir tehditten korkuyorlardı.

Savaş sırasında Ermeni Patrikhanesi’nin ve çok sayıda Ermeni’nin yaşadığı İstanbul’un Kumkapı semtinde Azerbaycan ve Türkiye bayraklarıyla geçit töreni yapıldı.

Hrant Dink’in eski Agos yazı işleri bürosunun yakınındaki anma yerinden geçtiler.

Bunların hepsi rahatsız edici vakalardı, ancak Ermenilere yönelik somut bir saldırı olmadı.

Ancak Türkiye Ermeni toplumunun ve azınlıkların bu tür milliyetçiler tarafından ne kadar kolay hedef alınabileceğini bir kez daha gösterdi.

Konuşsalar, fikirlerini ifade etseler dahi tehlike içindedirler”,- dedi Değirmenciyan.

Savaş sırasında, İstanbul’daki Ermeni kurumları, okulları, kiliseleri ve yazı işlerinin önünde polis memurları görev yapıyordu.

Ermeni kurumlarına saldırı yapılmadı.

“Elbette, Türkiye’nin savaşa doğrudan katılımı, var olan bir diyalogun kurulmasındaki tüm imkânları yok etti.

Lakin sanırım toplum, iş adamları, yazarlar birbiriyle konuşmanın bir yolunu bulacaktır”,- dedi Sevan Değirmenciyan.

Daha fazlasını göster
Back to top button