“Geçen yıl 9 Kasım’da imzalanan ateşkes, Azerbaycan için bir zafer Ermenistan için bir yenilgi olarak görülüyor. Ancak Türkiye ile Azerbaycan arasında siyasi, ekonomik, eğitimsel ve diğer alanlarda yaşanan süreçler, bugünkü zaferin bedelinin, egemenliğin kaybına kadar keskin bir indirimi olacağını gösteriyor.
Elbette bu süreç henüz başlamadı, son yıllarda Azerbaycan’a “Bir Millet, İki Devlet” kavramı “empoze edildi” ve Türkiye’nin doğrudan desteğiyle elde edilen askeri zafer bu hızı hızlandırdı.
Türkiye ile Azerbaycan arasında kültür merkezlerinin kurulması ve işletilmesine ilişkin hükümetler arası anlaşma 25 Nisan 2018 tarihinde imzalanmıştır.
Türkiye ile Azerbaycan arasındaki tercihli ticaret anlaşması 1 Mart’ta yürürlüğe girecek. İki ülke vatandaşlarının ikili dolaşımı da kolaylaştırılmış, böylece Türkiye ve Azerbaycan vatandaşları kimlik kartları ile birbirlerini ziyaret etme fırsatı bulmuşlardır. Türk-Azerbaycan “kardeşçe” işbirliği dış politikada da kendini gösteriyor.
Doğal olarak askeri alanda iki ülke arasındaki yakın işbirliğinden bahsetmek gereksizdir. 27 Eylül’de patlak veren savaş bunun canlı bir kanıtı olduğu kadar, bugün Türk ordusunun Azerbaycan’da zaten tam olarak konuşlandırılmış olduğunun da canlı bir kanıtıydı.
Ancak en dikkat çekici şey Türkiye ve Azerbaycan mevzuatlarının sürekli uyumlaştırılmasıdır. Mevzuat açısından, fiili süreç öyle gelişiyor ki, önümüzdeki yıllarda en iyi ihtimalle bir konfederasyon kurulması, hatta Azerbaycan’ın Türkiye tarafından benimsenmesi de göz ardı edilmeyecek …”
