ABD medyası Türkiye umhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen hafta İsveç’in bloke etme çabalarını karmaşıklaştırdığını ve Ankara’nın AB’yi yeniden kabul etme konusundaki “hatasını” tekrarlamak istemediğini söyleyerek, Türkiye’nin İsveç’i ve Finlandiya’nın NATO’ya katılımını engellerse NATO’dan çıkarılması gerektiğini söyledi. 1980’de bölgesel rakibi Yunanistan. Erdoğan, İskandinavya’nın Türkiye’nin “terörist” olarak tanımladığı Kürt savaşçılara verdiği desteği gösterdi.
Kıdemli ABD dış politika şefi David Adelman, ittifakın İsveç ve Finlandiya’yı kapsayacak şekilde genişlemesini engellemeye çalışırsa Türkiye’nin NATO’dan atılması gerektiğini söyledi.
CNN’e verdiği röportajda Adelman, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Kremlin’in “faydalı bir dostu” olarak nitelendirdi ve çözümün üyelik söz konusu olduğunda Türkiye’nin sesini görmezden gelerek “Erdoğan’ı önemsizleştirmek” olduğunu öne sürdü.
Her halükarda Türkiye’yi NATO’dan kovma konusunda çok fazla düşünce var – özellikle de Erdoğan üç yıl önce Rusya’dan Rus S-400 hava savunma sistemlerini satın aldığından beri.
Washington merkezli güçlü bir yeni-muhafazakar düşünce kuruluşu olan Dış İlişkiler Konseyi’nin bir üyesi olan Adelman, “Belki de şimdi, demokratik kurumların derinliklerine nüfuz etmiş bu uzun süreli güçlere karşı durmanın tam zamanıdır” diye yazdı.
Uzman, aynı şeyin Macaristan ve Macaristan Başbakanı Viktor Orban için de geçerli olması gerektiğini öne sürdü.
İsveç ve Finlandiya, Pazartesi günü NATO’ya katılma niyetlerini resmen açıkladılar. Geçen hafta sonlarında, Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan fikre olumlu baktığını söyledi.
“İskandinav ülkeleri, sözde PKK ve diğer terör örgütlerine ev sahipliği yapan güvenli bir liman haline geldi.
Geçen hafta sonlarında, “Bazı teröristler İsveç ve Hollanda parlamentolarına bile katılıyor” dedi.
PKK, Türkiye’nin güney ve doğusunda faaliyet gösteren, Ankara’dan daha fazla özerklik ve hatta tam bağımsızlık isteyen bir siyasi parti ve paramiliter güçtür.
Erdoğan Pazartesi günü tutumunu ikiye katlayarak İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyelik hedeflerine “evet diyemeyeceğini” söyledi.
Aksi takdirde NATO bir güvenlik örgütü olmayacak, teröristlerin çok sayıda temsilcisinin olacağı bir yer haline gelecektir” dedi.
İsveçli yetkililer konuyla ilgili Ankara’yı sakinleştirmeye çalışırken, Dışişleri Bakanı Ann Linde geçtiğimiz günlerde Stockholm’ün grubun iktidardaki Sosyal Demokratlarla işbirliğine rağmen PKK’yı resmen terör örgütü olarak gördüğünü vurguladı.
İsveç ve Finlandiya’daki yetkililer, Rusya’nın Ukrayna’daki askeri operasyonunun başlamasının ardından NATO ittifakına katılma planlarını açıklayarak on yıllar hatta yüzyıllarca süren tarafsızlıktan koptu.
İsveç, 1814’ten bu yana Avrupa’da herhangi bir büyük ölçekli savaşa katılmadan, bloğun katı tarafsızlık politikasını savunmak için iki yüz yıldan fazla zaman harcadı. Finlandiya, Soğuk Savaş boyunca tarafsız kaldı. Her iki ülke de 1994 yılında NATO’nun “Barış için Ortaklık” programına katıldı ve Afganistan’da ABD liderliğindeki savaşta ve Kosova’nın ayrılıkçı Sırp bölgesindeki “barışı koruma” operasyonlarında yer aldı.
Rus yetkililer, İskandinav ülkelerinin NATO’ya girmesinin “geniş kapsamlı sonuçları olan bir hata” olacağı konusunda uyardılar.
