ANASİYASET

Rasmussen Grubu raporunda AB’ye cesur adımlar atması ve Ermenistan’a önemli destek sağlaması çağrısında bulunuldu

Danimarka eski Başbakanı ve Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü eski Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen liderliğindeki, eski başbakanlar, milletvekilleri ve diplomatların da aralarında bulunduğu üst düzey grup “Ermenistan Dostları Ağı” bir rapor hazırladı. Raporda, Ermenistan ile Avrupa Birliği arasındaki ilişkiler, bu ilişkilerin daha da güçlendirilmesi ihtiyacı, Ermenistan’ın örgüte nihai üyeliği, Güney Kafkasya’daki mevcut durum ve Ermenistan’a yönelik tehditler ele alınıyor.

Raporu hazırlayanlar, Ermenistan’a yönelik mevcut sorunları ve tehditleri dikkate alarak Avrupa Birliği’nin uygulaması gereken adım ve eylemleri vurguluyorlar.

Raporun yazarlarına göre artık cesur adımlar atmanın ve Ermenistan Cumhuriyeti’ne önemli destek sağlamanın zamanı gelmiştir.

Raporda, Avrupa Birliği’nin daha önce Ermenistan’la güvenlik alanında işbirliği yapma konusunda isteksiz olduğu, çünkü örgütün arabuluculuk rolünü sürdürmek istediği belirtiliyor, ancak Azerbaycan’ın Ermenistan’a yönelik politikası Bakü’nün sorunların müzakere yoluyla çözümüyle pek ilgilenmediğini gösteriyor. Tam tersine, Dağlık Karabağ’a yönelik saldırı, ülkenin yeniden askeri seçeneğe başvurabileceği fikrini güçlendirdi; dolayısıyla AB’nin, arabuluculuk yapmak yerine, başka bir savaşı önlemek için bölgedeki katılımını Ermenistan’ın direncini güçlendirmeye yeniden yönlendirmesi gerekiyor. Bu nedenle Avrupa Birliği ile Ermenistan arasında güvenlik alanında hem kısa vadede hem de uzun vadede işbirliğinin güçlendirilmesine ihtiyaç var.

Ortak yazarlar, AB’nin Ermenistan’a ilişkileri genişletmek için kademeli ama kesin bir yol haritası sunması gerektiğini vurguluyor. Buna Ermenistan’a AB aday statüsü teklif edilmesi de dahildir. Böyle bir önerinin gerçek, esaslı bir destekle desteklenmesi gerekir.

Sunulan raporda, Azerbaycan’ın tehdit oluşturmaya devam ettiği dikkate alınarak, Ermenistan’ın kendisini son derece istikrarsız bir güvenlik ortamında bulduğu belirtiliyor ve Ermenistan’a yönelik bir saldırı hazırlığının sinyali veriliyor.

Raporda, Azerbaycan’ın 2021 ve 2022 yıllarında gerçekleştirdiği saldırılar sonucunda Ermenistan’ın egemen topraklarının yaklaşık 200 kilometre karesinin işgal altında olduğu ve bunun Ermenistan’ın egemenliğine doğrudan tehdit oluşturduğu hatırlatılıyor. Raporda, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in açıklamalarına atıfta bulunularak Bakü’nün bu yolla Yerevan’a yönelik yeni bir saldırı için bilgi alanı sağlamaya çalıştığı belirtiliyor.

Ayrıca Cumhurbaşkanı Aliyev’in, Azerbaycan’ın hırslarını gizlemediği Ermenistan’ın başkenti Yerevan’a yönelik tehditlerine de dikkat çekiliyor. Aynı zamanda Azerbaycan’ın Ermenistan topraklarından geçen bir kara koridoru talebini sürdürdüğü, bu talebin gerçekleşmemesi halinde Ermenistan’ın Syunik bölgesini işgal etmek için askeri güç kullanma tehdidinde bulunduğu kaydedildi.

Raporun yazarları, Azerbaycan’la yakın bağlarını sürdürdüğü, Ermenistan’la sınırlarını açmayı reddettiği ve Azerbaycan’a baskı uyguladığı için Türkiye’nin de üzerine düşeni yapabileceğini vurguluyor. Bununla birlikte Türkiye’nin bölgedeki rolünün önemine dikkat çekilerek, Ermenistan’la ilişkilerin daha üst düzeye çıkarılmasının gerekliliği tartışılıyor.

Yukarıdaki tüm koşullar dikkate alındığında raporda, Ermenistan’ın savunma yeteneklerini arttırması ve Azerbaycan’ın saldırılarına karşı koyabilmesi için önemli bir adım olacak olan AB üyesi ülkelerden gelen askeri yardımın arttırılmasının gerekli olduğu vurgulanıyor.

Hem ortak tatbikatlar hem de askeri tatbikatların yanı sıra Avrupa ülkeleriyle askeri ilişkilerin yakınlaştırılmasını da ifade ediyor. Avrupa Birliği bu adımla Bakü ve Ankara’ya da önemli bir sinyal göndermiş olacak.

Bu bağlamda raporun ortak yazarları, Ermenistan silahlı kuvvetlerinin reformu ve modernizasyonuna da dikkat çekerek, Ermenistan’ın modern Batı teçhizatına da ihtiyacı olduğunu ekliyor.

Ermenistan’ın Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’ne üyeliğine de değinen yazarlar, bunun Ermenistan açısından güvenlik açısından çok az bir değerinin olduğunu, zira Azerbaycan’ın gerçekleştirdiği saldırılardan sonra Ermenistan’a karşı yükümlülüklerini yerine getirme konusunda öne çıkmadığını belirtiyorlar. Bunun sonucunda Ermenistan, güvenlik mekanizmalarını çeşitlendirmeye çalışarak örgüt üyeliğini fiilen dondurdu.

Buna ek olarak raporda, Türkiye ile gizli ve doğrudan diyaloğun, ilişkilerin düzenlenmesinin ve Ermenistan-Türkiye sınırının açılmasının Ermenistan açısından önemli bir rol oynayabileceği belirtiliyor.

Daha fazlasını göster
Back to top button