Başbakan Nikol Paşinyan’a göre, bölgedeki bütün devletler engelin kaldırılmasıyla ilgileniyor. Başbakan, 1in.am’de yayınlanan Nver Mnatsakanyan ile yaptığı röportajda bundan bahsetti.
Nikol Paşinyan, iletişimin açılması sorununa yapıcı ve karşılıklı yarar sağlayan bir çözümün bölgemize kalıcı barış getirebilecek faktörlerden biri olduğunu kaydetti.
“Kalıcı barışın yanı sıra, belirli ekonomik faydalar sağlamak, bölgemizin ve Ermenistan’ın ekonomik imajını ve potansiyelini değiştirmek, yönetilmesi gereken hiçbir zorluk olmadığı anlamına gelmez” dedi.
Başbakan, her şeyin zorlukları olduğunu, ancak yine de stratejik bir seçim meselesi olduğunu ekledi.
Başbakan, iletişimin belki de bizi bölgeye bağlayan araç olduğu ve bölgenin bizi birbirine bağladığı, bölgeyi bizim için önemli kıldığı görüşünü dile getirdi. “Ve bu gündemi formüle etmemiz gerekiyor, bu çevresel değişikliklerden kaynaklanan tehditleri, zorlukları anlamalıyız ve bunları yönetmek için ihtiyaç duyduğumuz yöntemleri formüle etmemiz gerekiyor” dedi.
Bu davayla en çok ilgilenen taraf kimdir sorusuna Başbakan cevap verdi. “Bence bölgede olup bitenleri takip edersek, istisnasız herkesin ilgilendiğini göreceğiz. Rusya ilgileniyor, Gürcistan ilgileniyor, İran İslam Cumhuriyeti ilgileniyor, Azerbaycan ilgileniyor, Türkiye ilgileniyor, Ermenistan Cumhuriyeti ilgileniyor. Başka bir şey de, herkesin çıkarlarının ya başkalarının çıkarlarıyla benzerlikleri ya da başkalarının çıkarlarıyla farklılıkları olmasıdır.”
Başbakana göre, burası tutarlı tartışmaların bir sonucu olarak fikir ayrılıklarını hafifletebilmemiz ve ortaklıkları vurgulayabilmemiz gereken yerdir. “Görüyorsunuz, 11 Ocak duyurusundan sonra, Abhazya demiryolunun yeniden açılması konusundaki tartışmalar önemli ölçüde yoğunlaştı, bu çok olumlu, Basra Körfezi’ni Karadeniz’e bağlayan demiryolu hattıyla ilgili tartışmalar yoğunlaştı ve bu çıkarlar, Tabii, konuyu daha ilginç hale getirin. Tekrar ediyorum, bu hiçbir zorluk olmadığı anlamına gelmez.
Nikol Paşinyan, “Aynı zamanda, doğru konumlandırılması Ermenistan için stratejik öneme sahip pek çok önemli fırsat olmadığı anlamına gelmediğini de belirtelim” dedi.
