Geçmiş savaşlar, Artsakh’ın Azerbaycan’ın yönetimi altında olamayacağını gösterdi
Beş yıl önce, 2016’da, 1 Nisan 2012 gecesi Azerbaycan, ateşkes taahhüdünü büyük ölçüde ihlal ederek, Karabağ sorununu güç kullanarak çözmek amacıyla Artsakh’a büyük çaplı bir askeri saldırı başlattı.
Taarruz sırasında Azerbaycan silahlı kuvvetleri kasıtlı olarak sivil yerleşim alanlarını ve altyapıyı hedef aldı.
Artsakh’a karşı dört günlük savaşa, Artsakh askerlerinin ve sivillerin acımasızca öldürülmesi ve işkencesi ile kurbanların bedenlerine yapılan saygısızlık eşlik etti.
Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, “Bu suçları milli nefret temelinde işleyenler daha sonra Azerbaycan makamları tarafından en üst düzeyde ödüllendirildi”,- denmektedir.
Nisan savaşını izleyen yıllarda, savaş suçları ve insan hakları ihlallerinin cezasızlığından esinlenen Azerbaycan makamlarının, Ermenilere yönelik saldırgan söylemlerini ve nefret propagandalarını yoğunlaştırdıkları belirtiliyor.
Bu politikanın uygulanmasının sonucu 2020 oldu.
Azerbaycan’ın Artsakh’a karşı Türk destekli yabancı silahlı teröristlerin doğrudan katılımıyla yeni bir askeri saldırısının başlatması, çok sayıda insani ve maddi kayıplara yol açtı.
Artsakh topraklarının çoğu Azerbaycan’ın işgali altına girdi, on binlerce vatandaş mülteci oldu.
“2016 Nisan’da ve Eylül 2010’da Artsakh’a karşı başlatılan büyük çaplı saldırılar ve Azerbaycan’ın işlediği savaş suçları, Artsakh’ın hiçbir sıfatla Azerbaycan’ın yetkisi altında olamayacağını göstermektedir.
Ermenistan ve Ermeni halkı, tarihi vatanlarında özgür ve onurlu bir yaşam için Artsakh’taki yurttaşlarımızın tüm haklarını tam anlamıyla yeniden tesis etmek için her türlü çabayı gösterecektir”,- denmektedir Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasında.
